Ülkemizde özellikle obezite hastalığı ile mücadelede etkin tedavi yöntemleri arasında bulunan ve Sleeve Gastrektomi olarak da bilinen tüp mide ameliyatı genel hatları itibari ile hastanın midesinde daraltma uygulanarak yapılan bir işlemdir. Tüm dünyada çok sık bir şekilde uygulanan operasyonlar Mide küçültme, Paryetal Gastrektomi olarakda adlandırılmaktadır.
Obezite ile mücadelede cerrahi yöntemlerin uygulanmasında iki farklı hedef amaçlanmaktadır. Bunların ilki hastanın almış olduğu gıda miktarında kısıtlama yapılması ya da azaltılması diğer hedefler ise alınan gıdaların vücut tarafından emilimini azaltma olarak amaçlanmaktadır. Tüp mide operasyonları ilk amaç olarak alınan gıdaların sınırlandırılması amacına yönelik yapılan bir cerrahi operasyondur. Operasyonda midenin uzun bölümü şeklinde kesi yapılarak mide hacmi küçültülmektedir. Midenin bu operasyon şeklinde tip şeklini almasından dolayı tüp mide olarak adlandırılmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatının Hedefleri
Tüp Mide Ameliyatının Tarihçesi
Ülkemizde özellikle 2000’li yılların başından beri uygulanmaya başlayan tüp mide ameliyatları tarihçe olarak 1993 yılında Avustralya ve İngiltere’de yapılan başarılı operasyonlar ile dünya genelinde adı duyulmaya başlanmıştır. Bu tarihten önce Avrupa ve Amerika’da bazı ülkelerde Sleeve Gastrektomi olarak uygulanan operasyonlarda işlem sadece midenin uzun tarafına doğru kapatılması ile uygulanmaktaydı ve 1993 yılında günümüzde kullanılan mideden parça çıkarma olarak yapılan Tüp Mide Ameliyatı uygulanmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatına Uygun Hastalar
İleri obez hasta sınıfında olan ve özellikle Vücut Kitle İndeksi 35 ve üzerinden olan hastalar için uygulanabilmektedir. Fakat Tüp mide ameliyatı özellikle ilk dönemlerde aşırı obez olarak bilinen Vücut Kitle İndeksi 50 ve üzeri olan hastalarda uygulanıyordu. Fakat günümüzde artık grade 2 obez hastalarada uygulama yapılabilmektedir.
Tüp Mide Ameliyatında Herhangi Bir Risk Bulunur Mu?
Genel olarak operasyon sırasında ve sonrasında komplikasyon oluşma riski %1-1,5 oranlarında olmaktadır. Bu oranda anestezi altında uygulanan bütün cerrahi işlemlerde bulunmaktadır. Tüp mide ameliyatında görülen komplikasyonların başında midede oluşturulan dikiş yerlerinde kaçak görülme sorunu olmaktadır. Bu tür kaçaklar genelde kendi kendine iyileşebilmektedir. Bazı durumlarda bu tür kaçaklardan dolayı ufak apse oluşumları meydana gelebilmekte ve bu tür apselerde uygun antibiyotik tedavisi ile kontrol altına alınabilmektedir. Herşeye rağmen kaçak düzelmez ise hastalar tekrar operasyona alınabilmekte yada endoskopik olarak uygulanan stent ile kaçak kapatılabilmektedir.
Tüp mide ameliyatında komplikasyon görülmesi uygulama yapan cerraha ve hastanın operasyon sonrası verilen programa sadık kalması ile alakalı olabilmektedir. Ameliyat sonrasında çok nadir olsa da komplikasyonlardan dolayı ikinci ameliyat gereksinimi olabilmektedir.
Genel olarak bakıldığında tüp mide ameliyatı gelişen teknolojiler sayesinde komplikasyon görülme oranları çok düşük sevilerde olmakta ve ülkemizde de bu konuda çok başarılı sonuçlar alınabilmektedir.
Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) Operasyonu Nasıl Gerçekleşir?
Kapalı olarak tabir edilen Laparoskopik yöntem ile uygulanmaktadır. Genel anestezi altında hastanın karın bölgesinde açılacak giriş deliği ile özel medikal aletler yardımı ile mideye işlem uygulanmaktadır. Açılan delik çok küçük olmasından dolayı hastanın iyileşme dönemide kısa olmaktadır. Tüp mide ameliyatı geçiren hastalar operasyondan 6-8 saat sonra su içmeye başlayabilmekte ve 18-24 saat sonra hastalar sıvı gıda almaya başlayabilmektedir.
Tüp Mide Ameliyatı Sonrası Değerlendirme
Obez sınıfında olan bir hastanın normal öğünde
1 Porsiyon Çorba
1 Porsiyon Ana Yemek
1 Porsiyon Pilav ya da Makarn ve yanında salata
alarak doygunluk hissetmenizin yanında Tüp mide ameliyatı sonrası genelde yarın porsiyon çorba ve yarım porsiyon ana yemek yediğinizde aşırı doygunluk hissine ulaşılmış olunmaktadır.
Tüp mide ameliyatı sonrasında istenilen başarının yakalanması için hastanın mutlaka doktoru tarafından düzenli kontrollere alınması ve kilo verme sürecinin birlikde yönetilmesi gerekmektedir. Özellikle ameliyat öncesi hastaların yeme alışkanlıklarının da çok iyi tespit edilmesi gerekmektedir. Bazı durumlarda hastaların psikolojik destek alması gerekebilmektedir.