Tüp mide ameliyatlarına benzer şekilde yapılan transit bipartisyon operasyonu, diğer mide operasyonlarından biraz daha farklı olarak yiyeceklerin ince bağırsak üzerinde çıkışı sağlanır. Yani, ince bağırsak çıkışı mide ile birleştirilerek, yiyeceklerin ince bağırsak yolu üzerinden çıkış yapması sağlanır. Böylece, yiyeceklerin doğru şekilde öğütülmesi için ikinci bir alternatif yol ince bağırsak yardımı ile sağlanmış olur.
İnce bağırsak üzerinden geçişi kolay bir şekilde sağlanan yiyeceklerin, hem eritilmesi pratik bir şekilde sağlanırken hem de mideye ağırlık yapması da kolaylıkla önlenmiş olur. Bu ameliyat öncesinde genel bir tüp mide ameliyatının yapılması gerekir. Operasyonun ardından ince bağırsağın kalın bağırsak ile birleşim gösterdiği alandan genel bir hesaplama yapılarak, ince bağırsağın son bölümü tüp mide ile birleştirilir. Böylece, hem mide üzerinden hem de ince bağırsak üzerinden yiyeceklerin çıkışı sağlanmış olur.
Operasyon Kimler İçin Uygundur?
Transit bipartisyon operasyonu obezite rahatsızlığı yaşayan ve her türlü tedavi yönteminin denenmiş olmasına rağmen kan şekeri oranının normal değerlere inmeyen hastalara uygulanabilir. Kısacası, operasyon tıp dilinde Tip 2 Diyabet olarak anılan, diyabet ve obezite hastalarına uygulanabilmektedir. Operasyonun uygulanabilmesi için uzman doktor gerekli analizleri yaparak, kan şekerinin düzenlenebilir mi yoksa düzenlenemez mi oluşuna dikkat etmelidir. Bu ameliyatın temel mantığı ince bağırsak üzerinden yiyeceklerin çıkışı sağlandığı için kişinin kolay bir şekilde doyma hissine erişmesini sağlamaktır. Böylece, kişi hem obezite rahatsızlığından kurtulmuş olacak hem de kan şekeri düzgün seyrinde devam edecektir.
Operasyonun Avantajları Nelerdir?
Tüp mide ameliyatından sonra hastalar genel olarak demir, mineral ya da vitamin gibi eksiklikleri sıklıkla görmektedir. Fakat bu operasyonun ardından yiyecekler ince bağırsak üzerinden de kolaylıkla geçiş gösterdiği için herhangi bir enzim ya da kalsiyum, vitamin gibi ek takviyelere ihtiyaç duymamaktadır. Ayrıca, tüm sindirim sistemi üzerinde kolay ve doğru bir şekilde yiyecek enzimi sağlandığı için sindirim sistemi daha aktif çalışabilmektedir.
Bunun yanı sıra kişinin açlık hissi minimum seviyeye indirilmekte, çok az gıdalarla dahi kişi doyum hissine erişmektedir. Genel tüp mide ameliyatlarında görülen bu uzun süreli gelişmeler, bu operasyonla birlikte daha kısa zamanda sonuçlar verebilmektedir. Diğer operasyonlara göre sonuç alma süresi daha da kısalmaktadır. Ayrıca, ameliyattan sonra her türlü endoskopik işlemler ve muayene süreçleri de kolaylıkla yapılabilmektedir.
Operasyon Sonrasında Süreç
Operasyon sonunda hastalarda yüksek oranda başarı elde edilmektedir. Özellikle, operasyon kısa süre içerisinde yanıt verdiği için kan şekeri ve obezite gibi rahatsızlıklar ameliyattan sonra kontrol altına alınabilmektedir. Hastaların %90’a yakın kısmı ilaçsız olarak ameliyattan sonra kan şekerini dengeleyebilmektedir. Ayrıca, 5 yıllık süre içerisinde hastaların %80’e yakın kısmı büyük oranda kilo vererek, obezite sorununu da ortadan kaldırmaktadır. Bu açıdan operasyon genel anlamda başarılı ve olumlu sonuçlar veren bir sürece dayanmaktadır.
Operasyonun ardından kişiler genel olarak 1 hafta kadar hastanede kalabilmektedir. Bu süreç, hastanın genel durumuna ve doktor tavsiyesine bağlı olarak da değişim gösterebilir. Hasta, ameliyattan yaklaşık 2 hafta sonra ise normal yaşantısına kaldığı yerden devam edebilmektedir. Bu açıdan, ameliyat oldukça kolay ve sosyal yaşamı kaldırabilir bir sürece dayanmaktadır. Operasyon, çok büyük bir risk taşımamaktadır. Rutin kontrollerin düzenli şekilde yapılması ile hastalar sağlıklı bir yapıya kısa sürede kavuşmaktadır.
Ayrıca, diğer tüp mide operasyonlarındaki gibi kalsiyum ya da vitamin desteği de olmadığı için operasyonun ardından hastalar sürekli ilaç kullanma durumu da yaşamamaktadır. Ortaya çıkabilecek diğer tüm komplikasyonlar hastanın rahatsızlığı ve ameliyat süreci ile ilgili olabilmektedir.