Şeker hastalığı ameliyatı emilim sınırlandırmasına sebep olan bir operasyon değildir, hastanın ince bağırsak mesafesi ise anlam taşıyacak derecede değişmez. Bundan dolayı ince bağırsakların tarafından emilimde azalma söz konusu olmaz.
Ancak şeker ameliyatı sonrası hasta eskisi gibi açlık hissetmez, ilk dönemde bu durum belirgin bir iştahsızlık olarak algılanabilir. Operasyon sonrası kişide halsizlik ve bitkin hissetme gibi durumlar ortaya çıkabilir ancak bu sorunlar en fazla bir iki ay içinde çözülmekte hasta iki ay sonunda daha enerjik hissetmeye başlar.
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında hasta diyetisyenin kendisine vereceği bilgilere sadık olarak beslenmelidir. Ameliyat sonrasında kişi daha az açlık hisseder bununla birlikte susama ihtiyacı da ortaya çıkmayabilir ancak mutlaka su tüketimini artırmalıdır. İlk iki ay hasta mümkünse günlük su tüketim miktarını ölçü ile takip etmelidir. Tüm metabolik cerrahisinde olduğu gibi şeker hastalığı operasyonundan sonra birey yeni fizyolojisini oluşturmak ve uyum sağlamak için bir devinim içine girer. 2. Aydan sonra kişi yumuşak ve iyi pişmiş gıdaları daha fazla tüketmeye başlayabilir, bu durum ekipte bulunması gereken uzman diyetisyen tarafından bilgilendirilir ve takibi yapılır. Altı ay sonrasında ise hastanın artık şeker hastalığına uygun beslenme şeklini terk etmesi gerekir. Şeker hastalığı ameliyatı bu hastalığı tümden yok etmez ancak neredeyse yüzde yüzünü kontrol altına alır, bu durumda yine altıncı ay kontrolünde hekim ve diyetisyen kontrolünde gerek duyulursa psikolog eşliğinde hasta yeni yaşam tarzına uyum sağlayabilir.
Hasta diyabet olduğunu tamamen unutmamalıdır.
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında şeker yeniden yükselir mi?
Bu operasyon sonrasında ciddi hormonel değişikler ortaya çıkar, hastanın kan şekeri seviyesi normal seviyelerde seyredebilir. Bir çok hastanın ilaç kullanmasına gerek kalmaz ancak maalesef diyabet hastalığının tek yönlü bir hastalık olmadığını belirtirsek, kişinin adrenalin seviyesinden, heyecan seviyesinin yükselmesine ya da fazla üzüntü duymasına varan bir çok nedenden kan şekeri seviyesi farklı şekillerde seyir gösterebilir. Bu gibi duygusal durumların sürekliliğine göre ilaç ya da insülin uygulanması gerekli görülebilir. Bu tip problemlere sebep olabilecek insani durumlar, travmalar ya da depresyon gibi sıkıntılar ortadan kalktığında hasta ilaçları bırakıp normal hayatına dönebilir, tabii bütün bu durumların bir uzman doktor kontrolünde olması gerektiğini unutmamak gerekir.
Şeker hastalığı sonrası hastanın hayatındaki olası değişiklikler çoğunlukla olumlu yönde olsa da, kişi alışkanlıkları sebebiyle az da olsa hastalarda yeni yaşamlarına uyum zorluğu gözlenebilir. Bunun en büyük sebebi konunun başında bahsettiğimiz ilk iki ayda ortaya çıkabilecek bitkinlik hissidir. Bulantı görülebilir ancak şeker seviyesi hastanın genellikle hiç görmediği oranlarda düşük seyreder.
Üçüncü ay sonrası ise hayatları daha konforlu hale gelmeye başlar, mide ve hastanın beyni arasında yeme alışkanlığı ile ilgili dengeli bir köprü kurulmuş olur. Bu dönemde kalsiyum ya da vitamin ihtiyacı aza inmiş ve takviyeye gerek duyulmamaya başlanmış olur.
Şeker hastalığı ameliyatının ilk en rahat dönemi olarak adlandırabileceğimiz altıncı ayından itibaren hasta şeker hastalığını unutmaya başlar, tansiyonu yükselmez bu da hastaya moral olarak yansır.
Bir yıl sonrasında ise hastaların hiç biri vitamin ya da kalsiyum takviyesine ihtiyaç duymazlar, hastaların %85’i hiç bir şeker ilacı kullanmamaktadır. Geriye kalan oran yüksek bir oran gibi görülse bile operasyon öncesi doktorun hastaya özel öngörüleri arasında yer aldığından beklenen durumlar arasındadır.
Şeker hastalığı ameliyatı ile uzman doktor vücutta var olan potansiyel gücü ortaya çıkarmaktadır diyebiliriz, insülin ve beta hücrelerinin önünde kurulmuş olan engelleri ortadan kaldırır.
Şeker Hastalığı Ameliyatı Sonrası Kişi Sürekli Vitamin Takviyesi Kullanır mı?
Operasyon sonrasında bir süre hasta kalsiyum ve vitamin desteğine ihtiyaç duyabilir, ancak bu operasyon hasta vücudunda kalıcı olarak bir eksiklik hissedilmesine sebep olmaz. Operasyon sırasında ince bağırsak mesafesinde neredeyse hiç kısalma olmadığından emilim devam eder yani, bağırsaklar işlevini yitirmeden çalışmaya devam eder. Operasyon gıda alımını ya da emilimini olumsuz yönde etkilemez sadece ince bağırsaklar içindeki seyrini değiştirir yani gıdalar önce sona bölüme sonra ilk bölüme gelir bu durumda da tüm bağırsağı dolaşmış olurlar.
Besinlerin ince bağırsakların son kısmı olan“ileum”ile temas ettiği anda hormonal değişiklikler ortaya çıkar “neuro-endocrine break” olarak adlandırılan hormonal frenleme mekanizması oluşur. Buda kişide operasyon sonrası açlık hissinin yokluğu olarak belirir. Kişi çok besinle, ufak lokmalarla doygunluk hissine ulaşabilir.
Alınan tüm besinlerden vücuda gerekli olan B12, folik asit, vitamin, kalsiyum gibi bir çok mineral emilir, vücutta uzun vadede herhangi birinin eksikliği ortaya çıkmaz. Tekrar belirtmeliyiz ki, tüm obezite ameliyatları sonrasında ya da şeker hastalığı ameliyatı sonrasında hastalar uzman diyetisyen tarafından takip edilmeli, hastalar diyetisyenin belirlediği sınırlarda yiyecek alımına devam etmelidir.
Şeker hastalığı ameliyatının hemen sonrasında kişiler fazla tokluk duygusundan kaynaklı olarak az yemek yerler, bu durum birkaç hafta içerisinde normal seviyeye dönmeye başlar. Ancak ameliyattan hemen sonraki bu dönemde kişiler az miktarda gıda alacaklarından çeşitli takviyelere gereksinim duyulabilir. Vitamin, kalsiyum gibi eksikliklerin duyulması durumunda kullanım ve miktarına uzman hekim karar vermeli, hasta doktorun tavsiyeleri doğrultusunda yavaş yavaş kullandığı vitamin takviyelerini bırakır.
Şeker hastalığı sonrasında kabızlık ya da ishal görülür mü?
Operasyon sonrası ilk dönemde dışkılama yumuşak kıvamda olabilir ve dışkılama sayısı artabilir, bu durum 6-8 ay kadar sürebilir ancak ishal durumuna çevrilmesi durumunda hasta mutlaka su tüketimini yeterli ölçüde yapmalı, operasyon sonrası hasta susuzluk hissetmese bile su içmeye mutlaka özen göstermelidir. Hasta operasyon sonrasında susuzluk hissetmiyor ise bu anormal bir durum değil, “neuro-endocrine break” yani hormonal frenlemenin doğal bir sonucudur, sadece açlık hissini değil susuzluk hissini de bastırabilir.
Eğer hasta su tüketimine dikkat etmez ise halsizlik, serum takviyesi ya da bağırsak antibiyotikleri ile tedavi gerekebilir.
Operasyon sonrasında ishal durumuyla karşılaşan hasta günde en az bir buçuk litre su içmeli, düzenli beslenmesine devam etmeli, ve bol lifli sebzelerle beslenmelidir.
İlaç tedavisine gerek duyulacak durumda ise uzman hekimden bilgi alınmalı, hekimin tavsiyesine göre ilaç tüketilmelidir.
Operasyon sonrası adaptasyon süresi olarak adlandırabileceğimiz dönemde hasta halsizlik, bitklinlik yaşayabilir, ancak bu kalıcı bir durum değildir.
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında meydana gelebilecek ishalin bir sebebi de bağırsaklarda normalde olan bakterilerin sayı ve yeleşim bölgelerinin farklılaşmasıdır, bunun sonucu olarak aşırı bakteri çoğalması yaşanabilir, zaman geçtikçe bu metabolizma yeni düzene ayak uydurduğunda bu da düzelen bir durumdur.
[/vc_column_text]
Diğer Obezite Ameliyatı Konuları
Başarı Hikayeleri
Bir Yılda Binlerce Kişi Sağlığına Kavuşmuştur.
Basında Dr. Obezite
Obezite Bloğu
Obezite Hakkında Aradığınız Her Şey