Sağlıklı her bireyin vücudunda midenin arka kısmında bulunan pankreas düzenli olarak insülin hormonu salgılar. İşte bu insülin, kişinin besinlerle aldığı şekeri kan yoluyla hücrelere ve organlara ulaştırır, vücudun ihtiyaç duyduğu enerji bu şekilde elde edilmiş olur. Ancak pankreasın yeteri kadar ya da hiç insülin üretmediği durumlarda kişinin kan şekeri yükselir ve kanda biriken şeker başta kalp, damar, karaciğer olmak üzere pek çok organa zarar verir. Şeker hastalığı olarak adlandırılan bu rahatsızlık kişinin pek çok dokusuna ve organına zarar verdiği için tedavi edilmezse yaşam kalitesi düşer, hatta yaşam süresi kısalır. Pankreasın hiç insülin üretmemesi durumu Tip 1 Diyabet, yeterli insülinüretmemesi ya da dokularda insülin direnci oluşması durumunda ise Tip 2 Diyabet ortaya çıkmaktadır. Tip 1 Diyabet için kesin bir tedavi olmamakla birlikte, genellikle yaşam boyu dışarıdan takviye olarak insülin alınması ve ilaç kullanılması gerekmektedir. Tip 2 Diyabet vakalarında ise genellikle sağlıklı beslenme, düzenli spor, egzersiz, insülin ve ilaç kullanımı çok iyi sonuç vermemektedir. İşte bu durumda hastayı hem şeker hastalığının olumsuz etkilerinden, insülin ve ilaç bağımlılığından hem de bununla birlikte süregelen diğer hastalıklardan kurtaracak şeker hastalığı ameliyatı uygulanmaktadır. Şeker hastalığı ameliyatı bir metabolikcerrahi uygulamasıdır ve yaklaşık % 85 oranda iyileşme vaat etmektedir. Ancak en küçüğünden, en büyüğüne her cerrahi uygulama gibi şeker hastalığı ameliyatının da riskleri bulunmaktadır.
Şeker hastalığı ameliyatı hangi riskleri barındırır?
Şeker hastalığı ameliyatı, sıradan bir sindirim sistemi ameliyatının sahip olduğu ölçüde risk barındırmaktadır. Öncelikle narkoz verilen her ameliyatta olduğu gibi şeker hastalığı ameliyatında da narkozun bazı olumsuz etkileri olabilmektedir. Bunun yanında nadir görülmekle birlikte enfeksiyon, apse oluşumu ve sızma gibi sorunlar da yaşanabilmektedir. Ancak bu risklerin yalnızca % 2’lik bir oranı kapsadığının ve cerrahi operasyonlar için bunun düşük bir oran olduğunun altının çizilmesinde fayda vardır. Ayrıca tıp teknolojisinin hızla gelişme gösterdiği günümüzde uygulanan operasyonlar göz önünde bulundurulduğunda bu risklerin her geçen gün daha da azaldığı bilinmektedir. Zira şeker hastalığı ameliyatı gelişen tıbbın en ileri düzeyde uygulaması olarak tanımlanmaktadır. Çünkü şeker hastalığı komplike ve kişiye özel seyir gösteren bir hastalıktır. Bu bakımdan hastanın tüm değerleri bir başka hastayla kıyaslanamayacak ölçüde farklılıklar gösterir. Şeker hastalığı ameliyatına karar verilen hastanın da tüm değerleri belli bir süre ayrıntılı olarak izlenir, kontrol edilir. Bu veriler ışığında ameliyat sırasında ortaya çıkabilecek tüm riskler, olumsuzluklar doktor tarafından hesaplanır ve ön görülür. Bundan dolayı da şeker hastalığı ameliyatının olası riskleri en aza indirilir ve çoğunlukla minimum seviyede yaşanır.
Şeker hastalığı ameliyatı ne kadar güvenlidir?
Şeker hastalığı ameliyatı günümüz koşullarında en ileri teknoloji ve donanım kullanılarak uygulanmaktadır. Ameliyatı yapan ekip alanında uzman ve daha öncesinde pek çok metabolik cerrahi uygulamasına katılmış kişilerdir. Zira şeker hastalığı ameliyatı ayrı bir uzmanlık alanına hitap ettiği için, operasyon her sağlık kuruluşunda yapılamaz. Bunun için özel fiziki donanım ve bu konuda eğitimli, deneyimli personel gerekir. Ayrıca şeker hastalığı ameliyatında kullanılan aletler, malzemeler kesinlikle kişiye özel olarak seçilir ve tek kullanımlıktırlar. Tüm bunlardan yola çıkılarak şeker hastalığı ameliyatının güvenilir olduğu ve risklerin basit bir cerrahi operasyondan fazla olmadığı söylenebilmektedir.
Şeker hastalığı ameliyatında başarı oranı nedir?
Günümüzde hali hazırda uygulanmakta olan hiçbir cerrahi operasyon % 100 başarı garantisi verememektedir. Ancak tıp teknolojisi ilerledikçe, alanında uzman hekimler ve donanımlı sağlık kuruluşları arttıkça ameliyatlardaki başarı oranı da artmaktadır. Bu bağlamda şeker hastalığı ameliyatının da en gelişmiş metabolik cerrahi uygulaması olduğu ve başarı oranının % 85’lerde olduğu söylenebilmektedir. Ameliyat sonrasında hem şeker hastalığı hem de beraberindeki diğer hastalıklardan tamamıyla kurtulan hastalar çoğunluktadır. Ancak bazı hastalarda tamamen iyileşme gözlenememekle birlikte, kullandıkları ilaç ve insülin miktarı çok düşmekte ve kalp, damar, yüksek tansiyon, kolesterol gibi hastalıklar da neredeyse yok olmaktadır. Şeker hastalığı ameliyatının organ hasarı yaşatma oranı da çok düşük olduğundan, ameliyat sonrasında hastanın sağlıklı bir yaşama kavuşma süresi de çok kısa olmaktadır. Hatta ameliyattan sonraki bir hafta içinde kan şekeri, tansiyon ve kolesterol değerleri normale dönen hastaların sayısı fazladır