Kişinin kanındaki glikoz (şeker) oranının, seviyesinin normalden fazla olması durumu şeker hastalığı olarak nitelendirilmektedir. Vücudun tüm doğal fonksiyonlarının hepsi ayrı ayrı önem taşıdığından, bu işlevlerden her hangi birinde oluşan bir aksaklık tüm vücudu az ya da çok etkileyebilmektedir. İşte bu bakımdan şeker hastalığı da pek çok organa birden zarar vermektedir. Normal sağlık koşullarında pankreasın ürettiği insülin hormonuyla tüm vücuda, organlara ulaşıp enerji vermesi gereken şeker, kanda biriktiğinde başta damarlar ve kalp olmak üzere çok sayıda organın fonksiyonları bozulmaktadır. Şeker hastası olan kişi de buna ek olarak yüksek tansiyon, kolesterol, aşırı kilo, ayaklarda rahatsızlık, görme bozuklukları, felç ve kalp krizi görülme olasılığı çok yüksektir. Tüm bu hastalıklardan dolayı da kişinin sosyal yaşamı, iş hayatı olumsuz etkilenmekte ve yaşam kalitesi de düşmektedir. İşte bu bakımdan diyetle, ilaç kullanımı ve insülin alımı ile başa çıkılamayan, tedavi edilemeyen Tip 2 Diyabet vakalarında klasik tedavi yöntemleri işe yaramadığında şeker hastalığı ameliyatı en iyi ve kalıcı tedavi seçeneklerinden biridir ve hastalığı düzeltmedeki başarısı %80-85 lerdedir. Şeker hastalığı ameliyatı bir metabolik cerrahi işlemi olduğundan sadece şeker hastalığı için değil, tüm bu yukarıda sayılan hastalıkların, sorunların tedavisi için de önem taşımaktadır. Ameliyattan sonraki kısa süre içinde şikayetçi olunan pek çok hastalığın olumsuz etkilerinden kurtulmak mümkün olmaktadır. Ancak tüm bu olumlu sonuçları alabilmek için öncelikle hastalığın erken dönemde teşhis edilmesi, tanılanması, doğru zamanda tedaviye başlanması ve şeker hastalığı ameliyatı sonrasında da doktorun önerileri doğrultusunda yeme, içme, yaşam koşullarının düzenlenmesi gerekmektedir.
Şeker hastalığı belirtileri nelerdir?
Bireylerin şeker hastalığını kendi kendilerine anlayabilecekleri çok net belirtiler bulunmamaktadır. Bu bakımdan beslenme ve yaşam rutininde olumsuz bazı değişiklikler gözleyen, hisseden bireylerin vakit kaybetmeden doktora başvurmaları gerekmektedir. Bu bağlamda sık sık idrara çıkan, hatta geceleri idrar ihtiyacından dolayı uykudan uyanıp tuvalete gitmek durumunda kalan bireyler şeker hastalığından şüphe etmelidirler. Bununla birlikte fazla su içmek, yemek yemek, iştahta fark edilir düzeyde bir artış olması, sürekli halsiz, bitkin hissetme gibi olumsuzluklar da şeker hastalığının işaretlerinden olabilir. Bu belirtilerin bir ya da birkaçı fark edildiğinde bir dahiliye uzmanına başvurmak da fayda vardır.
Şeker hastalığı tanısı nasıl konur?
Şeker hastalığı, kişinin kanındaki şeker miktarının fazla olması durumudur. Bu bakımdan yukarıda sayılan şikayetlerledoktora başvuran kişiye kan ve idrar testleri yapıldığında kanında ve idrarında şeker çıkan kişinin şeker hastası olduğu yorumu yapılabilmektedir. Zira normal sağlık koşullarına sahip kişilerde idrarla şeker kaybedilmesi çok rastlanır bir durum değildir. Başka bir deyişle şeker hastası olmayan kişilere idrar testi yapıldığında idrarda çıkan şeker miktarı fark edilemeyecek kadar azdır. Kan tahlilinde ise kişi açken ve tokken elde edilen değerler önem taşımaktadır. Bu bağlamda açlık kan şekeri 126 mg/dl’nin, tokluk kan şekeri ise 200 mg/dl’nin altında olmalıdır. Kan ve idrar tahlillerinin dışında hastaya glikoz toleransı testi yapılır ve şeker hastalarının nefesinin aseton benzeri koktuğu bilinmektedir.
Şeker hastalığı ameliyatı nasıl yapılır?
Şeker hastalığı; ne zaman başladığı, ne kadar süredir devam ettiği, kullanılan ilaçlar, var olan başka hastalıklar ve şeker hastalığının düzeyine göre pek çok klasmana ayrılmaktadır. Ancak genel olarak Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet olmak üzere iki kategoride değerlendirilir. Tip 1 Diyabet vakalarında yaşam koşullarında değişiklik, iyileştirme yapılır, ilaç kullanılır. Tip 2 Diyabet vakalarında ise en doğru ve etkili çözüm kesinlikle şeker hastalığı ameliyatıdır. Şeker hastalığına yol açan sorun kişinin pankreasının insülin hormonu üretmemesi ve dolayısıyla besinlerle vücuda alınan şekerin hücrelere ulaşamamasıdır. Bu durumda hücrelere ulaşamayan şeker vücuda enerji veremez, kanda birikir, tüm organların işlevlerinde bozukluklara sebep olur. İşte tam da bu bağlamda şeker hastalığı ameliyatı da kişinin insülin direncini kırmak, pankreasın yeniden ve yeterli düzeyde insülin üretebilmesini sağlamak amaçlı uygulanmaktadır. Şeker hastalığı ameliyatında hastanın bağırsak sisteminde bir yer değiştirme işlemi yapılır, gıdaların ince bağırsakla temas etme, buluşma sırası değiştirilir. Bu sayede gerekli ve yeterli insülinhormonu üretilebilir ve öncelikle şeker hastalığı, ardından da bununla birlikte seyreden kolesterol, tansiyon, kalp, damar hastalıkları ve organ hasarları da tedavi edilmiş olur.
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında nasıl beslenmeli?
Şeker hastalığı ameliyatı, bir metabolik cerrahi işlemidir. Bu işlem vücutta yolunda gitmeyen pek çok hususun normale dönmesine yardımcı olacaktır. Ancak bunun için öncelikle hastanın ve hastalığın durumunun ameliyat için uygun olduğunun belirlenmiş olmasıdır. Yani doğru doktor, doğru hasta ve ardından en doğru operasyon bir araya gelmelidir. Şeker hastalığı ameliyatının başarılı geçmesinin ardından da düzenli doktor kontrolleri çok önrmlidir. Zira hem ameliyattan elde edilen sonucun en yüksek başarıyı getirmesi, hem hastalığın yeniden nüksetmemesi hem de şeker hastalığının beraberindeki hastalıkların da yok olabilmesi için şeker hastalığı ameliyatı sonrasında beslenme kurallarına riayet edilmelidir. Şeker hastalığı ameliyatı hastanın pankreasının vücut için gereken miktarda insülin üretmesini sağlar ve aynı zamanda da iştahının da azalmasına sebep olur. Bu bakımdan eğer hasta ameliyat sonrasında uzman kontrolünde beslenmezse, sadece iştahının durumuna göre hareket ederse halsizlik, bitkinlik ve yorgunluk hali kaçınılmazdır. Zira her insan vücudunun günlük olarak ihtiyaç duyduğu bir besin miktarı vardır. Bu bağlamda en net olarak söylenebilecek husus günlük su alımının 1 buçuk litrenin üzerinde olması gerektiği, ameliyat sonrasındaki ilk 2 ay içinde sıvı ağırlıklı ve yumuşak, püre gıdalarla beslenilmesi yönündedir. Ayrıca doktorun gerek gördüğü oranda dışarıdan takviye olarak vitamin, mineral ve kalsiyum alınması da gerekir. İki aylık süre doktor kontrolünde ve öneriler dahilinde
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında yaşam değişimleri nelerdir?
Şeker hastalığı ameliyatı olan kişinin yaşamı ameliyatın üzerinden yaklaşık 6 ay geçtiğinde tamamen normale dönmektedir. Çoğunlukla ilaç kullanımı tamamen bırakılmakla birlikte, nadiren de olsa ameliyat sonrasında hastanın ilaç ve insülin kullanımına devam etmesi gerekebilir. Ancak şeker hastalığı ameliyatı olan kişi, ameliyat öncesine göre çok daha düşük miktarlarda ve seyrak olarak ilaç kullanmak durumunda kalabilir. Ameliyat sonrasında hastalığın nüksetme olasılığı çok düşük olmakla birlikte yeme, içme ve yaşam koşulları doktorun önerileri doğrultusunda düzenlenmediğinde bu tür sorunlar yaşanabilmektedir. Bu bağlamda öncelikle kişinin kendisine gereğinden fazla kilo aldırabilecek gıdalardan ve beslenme alışkanlıklarında uzak durması gerekir. Sağlıklı, dengeli, küçük porsiyonlarla ve sık sıkbeslenmek bundan sonraki yaşamın temel kuralıdır. Bununla birlikte stres, kaygı ve üzüntüden uzak durmak, hareketsiz bir yaşam yerine aksine bol yürüyüşlü, egzersizli yaşama geçmek gerekmektedir. Zira fazla kilo almak şeker hastalığının hem sebebi hem de sonucu olabilmektedir.