Metabolik Cerrahi ile Obeziteye Savaş
Son yıllarda başta Türkiye’de olmak üzere birçok ülkede ciddi sağlık sorunları arasında bulunan Obezite rahatsızlığı temelde Hipertansiyon ile daha kolay gelişmektedir. Obezite yaygınlaşma riskine karşı bir çok sağlık kuruluşu tarafından en etkili tedavi yöntemleri arasında bulunan obezite ameliyatı özellikle hipertansiyon olan hastalarda dikkat edilmesi gerekmektedir.
Obezite hastalarında hipertansiyonun kolay gelişme nedenleri arasında;
• Hipervolemi söz konusudur (vücutta fazla su tutulumu vardır).
• Renin-aldosteron-angiotensin sistemi hiperaktiftir (böbrek-böbrek üstü bezinden tansiyonu yükselten fazla hormon salgılanır.)
• Tuz alımı (artmış besin tüketiminden dolayı).
• Atrial natriüterik peptid sekresyonunda azalma (kalpten tuz atılımını kolaylaştıran hormonun az salgılanması söz konusudur).
• Angiotensinogen artışı ( tansiyonu yükselten hormonda artış).
• İnsülin resiztansı ve hiperinsülinemi. (Böbrekten sodyum alımında artma, artmış renin angiotensin sistemi, artmış sempatik aktiviteye neden olur. Bu tür oluşumlar tansiyonu yükseltmektedir).
• Leptin (sempatik sinir sistemi aktivasyonu, ACTH ve kortizol artışı, anjiotensin I-II artışı, iştah artırıcı bir hormondur. Bunun yanında beyindeki bazı hormonları da uyararak tansiyonu yükseltmektedir.
Obezite ile Diyabetin İlişki
Özellikle 21 yaşından sonra alınan kilolar Tip-2 diyabet riskini arttırmasından dolayı obezite ile mücadele bir nevi diyabet ile mücadele etme anlamına gelmektedir. Obezite ile mücadelede etkin tedavi yöntemleri arasında olan obezite ameliyatı sonrası özellikle Tip-2 diyabeti bulunan hastalarda da iyileşme başladığı görülmektedir. Obezite ile diyabet arasındaki başlıca ilişkiler;
• Android tip obezite (erkek tipi), diyabet ile daha çok ilişkilidir. Çünkü bunlarda göbek fazladır. Göbek de iç organ yağlanmasının bir göstergesidir.
• Genetik faktörler. (Bazı genler, kaslarda insülin etkisini bloke ederler.)
• Obezite önce hiperinsülinizme neden olur, sonra diyabet gelişir. İnsülin fazlalığı da hem iştahı arttırır hem de yağ birikmesini kolaylaştırır.
• Obezite, postresöptör insülin direncinde de etkilidir. Yani insülinin etki etmesinin de zorlaştırır. Diyabet gelişimini kolaylaştırır.
• Adipozitlerden (Yağ hücrelerinden) salgılanan TNF alfa, serbest yap asitleri ve leptin diyabetojenij etkilidir. (Yağ hücrelerinden salgılanan bazı hormınlar şeker hastalığı gelişimini kolaylaştırırlar.)
• TNF Alfa: Yağ ve kas dokusunda insülin direncini arttırır, insülin resöptöründe tirozin kinaz aktivitesine inhibe ederek, insülinin etkisini bozar.
• Leptin: İnsülin direncini arttırır. Glukoneopenezi arttır. (Protinlerden vücutta şeker imalatını arttırır.)
• Serbest yağ asitleri: Randle siklüsündeki karaciğer ve kastaki insülin duyarlılığını olumsuz etkiler. Kasta serbest yağ asidi oksidasyonu ile oluşan asetil CoA, piruvat dehidrgenazı inhibe eder ve glukoz ütilizasyonun azalmasına neden olur. (Şekerin kullanımında zorluk oluşturur.)
Obezitenin Hormon İlişkisi Nasıldır?
Obezitenin özellikle hormonlar ile ilişkili olduğunun en önemli belirtileri bayanlarda obezitenin daha çok görülmesidir.
• Obez kadınlarda hiperandrojenizm ve anovulatuvar siklus riski artmıştır. (Erkeklik hormonu fazladır ve gerçek yumurtalama olmadan, adet görme meydana gelir.)
• Adipoz doku, androjen ve östrojenler için rezervuar görevi görür. (Yağ dokusu, erkeklik ve kadınlık hormonları için gereklidir.)
• Obezitede SHBG seviyesi düşer, androjen turnoveri artar, artmış androjen klirensi, androjen üretimi artışı takip eder. (Obezite hastalarında, kanda bulunan bir taşıyıcı protein azalır. Erkeklik hormonu yapımı artar.)
• Postmenopozal obez kadınlarda estron ve estradiolün serum seviyeleri, obezite ile paralellik gösterir. (Menapoz sonrası kadınlarda görülen kadınlık hormonu seviyeleri ile obezlerde görülenler, paralellik gösterir.)
• Obez erkeklerde ise SHGB’deki düşmeye bağlı olarak total testosteron düşer. (Obez erkeklerde, erkeklik hormonu olan testosteronun miktarı azalır.)
• Morbid obezitede, serbest testosteron düşer. (Morbid obeziteye kadar normaldir). Testosteronunun, yani erkeklik hormonunun asıl etkili kısmı, serbest olarak dolaşan kısmıdır. Proteine bağlı olan kısmı, aktif değildir. Aşırı şişmanlarda, bu serbest erkeklik hormonu miktarı düşer ve cinsel isteksizliğe neden olabilir.
• Obez erkeklerde androjenlerin östrojene dönüşümü arttığı için, estron ve östrodiol seviyeleri yüksek bulunur. (Obez erkeklerde, kadınlık hormonu miktarı normalden fazladır.)
• LH azalır (Östrojen artışı nedeniyle), 5 alfa redüktaz metabolitleri azalır ve BMİ’si 40’dan büyük olanlarda, bir bakıma hipogonadotropik hipogonadizm gelişir. (Aşırı obezlerde bir bakıma beyinden salgılanan hormonlarda azalma varmış gibi bir tablo ortaya çıkar. Bu da seksüel gelişimi etkilemektedir.)
• Obezlerde GH sekresyonu azalmıştır. Çünkü hipofizden salgılanması azalır, GH inhibitörü olan somatostatin artar, serbest testosteron hormonu salgılanması azalır. Erkeklik hormonu azalır ve yağ yakımı zorlaşır.
• Kortizol bağlayan globülinin plasma seviyeleri düşer, kortizolün metabolik klirensi ve üretimi artar (Kortizol kilo aldırıcıdır)
• Bir çalışmada bel kalça oranı arttıkça serum ve idrar kortizolünde artış bulunmuştur.
Genel olarak bakıldığında özetlemek gerekirse, şişmanlarda bazı hormonal değişiklikler meydana gelmektedir. Bunlar, kadınlarda adet bozukluklarına ve tüylenmeye, erkeklerde ise impotansa (Erkeklik gücünde düşme) neden olabilmektedir.
Related posts