Obezite temel ve en kısa tanımı ile vücut yağ oranının artması kaynaklı olarak meydana gelen; davranış, endokrin ve metabolik değişimlerdir. Oldukça kompleks bir hastalık olması sebebiyle de mutlaka tedavi edilmelidir. Obezite kaynaklı en sık görülen hastalıklar ise; kronik kalp hastalıkları, diyabet ve hipertansiyon olarak karşımıza çıkar. Obezite için uygulanan tedavilerde öncelikli olarak hedef, kilo kaybının sağlanması değildir. Kilo kaybının sağlanması ile beraber sağlığın geliştirilmesi ve sağlık açısından risklerin ortadan kaldırılmasıdır. Bu da ameliyattan sonra yaşam tarzının ve beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi ile sağlanmaktadır. Tıbbi beslenme tedavisinde obezitenin derecesi ve tipine bağlı olarak, bireyin yaşına, yaşam şekline göre değişik düzeylerde kontrollü olarak kilo kaybı sağlanır. Ağırlık kaybıyla beraber yüksek kan basıncının, insülin direncinin, trigliserit ve LDL kolesterolün de hafifletilmesi oldukça önem teşkil ederi. Hastanın hızlı kilo kaybı yaşamak için sağlıksız diyetlere başvurması, uzun süre aç kalması gibi birçok unsur, hastanın sağlığını bozar ve kiloların verilmesini daha da zorlaştırır. Çok düşük kalorili diyetler, uzun dönemde vücut kas kütle kaybına, vitamin, mineral ve elektrolit kaybına yol açar.
Obezite Hastalığında Tedavi Yöntemleri Nedir?
Obezitenin tıbbi beslenme tedavisi ise; başarması zor olan yöntemlerin dışında bir uygulamadır. Genel olarak, uygulanması zor, gerçekçi olmayan ağırlık kaybı yöntemlerini yerine, sağlıklı ağırlığa ulaşmaya destek olur. Bu sayede de, hastalık risklerini azaltmaya ve sağlıklı yaşam biçimi oluşturmaya yönelik diyet önerileri ortaya çıkar. Tıbbi beslenme tedavisinde esas hedef; hastaya doğru yaşam ve beslenme alışkanlıkları kazandırmayı sağlar. Düzenli beslenme alışkanlığına sahip olmayan kişiler için beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi öncelikli olarak ağırlık kaybını sağlamak için öncelikli adımdır.
Tıbbi beslenme tedavisi kişiye özel olarak planlanır. Dikkat edilmesi gereken öncelikli unsurlar ise aşağıdaki gibidir:
• Öncelikli olarak şekerden uzmak durmak gerekir. Şekerli besinlerin tüketimi azaltılmalıdır. Sebze, meyve ve tam tahıllı besinlerin tüketimi arttırılmalı, şeker ihtiyacı tamamen doğal olarak beslenmeden karşılanmalıdır.
• Kalsiyum alımına dikkat edilmelidir. Kalsiyum; vücut yağ kütlesini etkileyen oldukça önemli bir unsurdur. Süt ve süt ürünlerinin kullanımının arttırılması sayesinde vücut ağırlığı ve yağ dokusu azaltılacaktır.
• Posalı besinler sıkça tüketilmelidir. Posası olan besinlerin çiğneme süresi uzundur. Bu sayede de daha yavaş bir yemek yeme olanağı sunar. Mide boşalma hızı yavaşlar. Bu sayede de daha az besin alınarak daha az yemek tüketimi söz konusu olur.
• Yüksek tuz alımı kısıtlanmalı ve mümkünse tuz minimuma indirilmelidir.Yüksek tuz alımı önlenmelidir. Fazla tüketilen tuz; obeziteyle beraber, hipertansiyon ve insülin direncini tetiklemektedir. Beslenme rehberleri, günlük 6 gr tuzu aşılmaması gerektiğini önermektedir.
• Metabolizma atıklarının atılması sağlanmalıdır. Bunun için de bol bol su tüketmek gerekir. Günlük olarak 2-3 litre sıvı tüketilmelidir. Sıvı su olarak tercih edilmelidir.
Obezite Tedavisinde Cerrahi Yöntemlerin Yeri Nedir?
Günümüzde obezite tedavisinde cerrahi yöntemler en etkili tedavi yöntemleri olarak kabul edilir. Cerrahi yöntemlerin başarı oranları oldukça yüksek olmak ile beraber ameliyattan sonra kalıcı olaraak yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Bilinmesi gereken bir diğer önemli unsur ise her ameliyatta olduğu gibi obezite cerrahisinde de bazı riskler olduğudur.
Obezitenin cerrahi yöntemleri ise:
. Duedonal switch
• Tüp mide ameliyatı
• R-Y Gastrik bypass
• Mini Gastrik bypass