Tıbbi Efsaneler: Obezite ile ilgili 5 yaygın efsane
Fazla kilo, sağlığı tehdit eden unsurların en önemli kısmını oluşturmaktadır. Şişmanlık modernleşme sonucu yaygınlaşmıştır. Şişmanlık ilk etapta estetik bir rahatsızlık olarak algılanmıştır. Oysa şişmanlık birçok hastalığı beraberinde getirmektedir. Fazla kilonun beraberinde getirdiği başlıca hastalıkları;
• Hipertansiyon
• Felç
• Kalp krizi
• Tip-2 diyabet hastalığı
Almanya’da 20 milyon insan yaşamları boyunca en az bir kez diyet yapmasına rağmen toplumun %25’İnde hala fazla kilo sorunu görülmektedir. Bu durum değerlendirildiğinde ortaya çıkan sonuç ise fazla kilo ile mücadele etmekte tek araç diyet olmadığı görülmektedir. Obezite ile mücadelede son yıllarda doğru beslenme ve egzersiz programlarının yanında obezite ameliyatı etkili çözümler arasında gelmektedir.
Set Point = Denge Alanı
Bireyin vücut kilosunun dengede kalması önemlidir. Kilo bu denge noktasında bulunduğunda tüm kaloriler hemen yakılmaktadır. Bu denge noktasına “set-point” ismi verilir. Bu şaşılacak bir durum gibi gözükse de bilimsel bir açıklaması vardır; herkesin kendine has bir kilosu vardır, sağlıklı insanlarda enerji alımı ve tüketimi bu denge sayesinde bireyin sabit bir kiloda kalmasını sağlamaktadır.
Denge noktası, fazla kalori alımının kısıtlamasını sağlayarak vücudun daha az bir besinle daha iyi korunmasını sağlar. Kontrolsüz ve bilinçsiz diyet esnasında açlık duygusu oluşur ki bu da bir süre sonra kilo almaya neden olur. Vücuttaki kalori yakılmasının azalmasıyla (örneğin sportif faaliyetlerin bırakılması) set-point’in dengesinin bozulduğunu gözlemlenmektedir. Bu nedenle sporcuların çoğu sporu bıraktıktan sonra kilo sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır.
“Kilo vermek için sürekli zayıflama kürleri ve diyet uygulamak yanlış bir yöntem olduğunun unutulmaması gerekmektedir.”
Ne zaman ki beslenme alışkanlıklarımızda köklü bir değişiklik yapar, az kalori ile yüksek bir yaşam kalitesi yakalamaya çalışır ve sporu yaşamın bir parçası haline getirirsek ancak o zaman kilo sorunumuzun gerçekte önüne geçebiliriz. “Tıbbi ve tamamlayıcı tıp” deneyimleri göstermiştir ki, profesyonel bir beslenme danışmanı olmaksızın beslenme biçimini değiştirmek mümkün ve doğru bir yöntem değildir.
Sağlıklı ve Nitelikli Beslenme
Obezitenin günümüzde bu derece yaygın olduğu dönemlerde kesinlikle sağlık ve nitelikli beslenme konularına dikkat edilmesi gerekmektedir. Beslenme bedenin tümü üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiye sahiptir. Beslenme sayesinde vücudun ana fonksiyonları (Metabolizma, dolaşım ve bağışıklık savunma sistemi) etkilenir. Son yıllarda hatalı beslenme ve buna bağlı olarak ortaya çıkan hastalıkların arttığı görülmektedir. “Tarladan sofraya” prensibi besin maddelerinden maksimum derecede faydalanabilmek için en iyi yolların başında gelmektedir. Ancak yaşam stilimiz nedeniyle buna ulaşmak pek mümkün olmamaktadır. Doğal besin maddelerinin nakliye ve depolama gibi süreçleri besinlerin değerini inanılmaz derecede düşmesine neden olurken bizlerin de beslenme kalitesinin düşmesine neden olur.
“Çoğu besin maddesi daha önceden var olan besleyici ana madde olma özelliğini artık taşımaktadır.”
Avrupa stili beslenme alışkanlığı sayesinde vücuda proteinler, yağlar ve karbonhidratlar bol miktarda alınmaktadır. Yanlış beslenmenin yanı sıra kontrolsüz aldığımız vitamin ve mineral hapları da sağlıksız beslenmenin yan etkilerini ortadan kaldırmamaktadır. Kronik rahatsızlıkların tedavisinde bireysel beslenme danışmanlığı önemli rol oynamaktadır. Kişiye ve rahatsızlığa göre düzenli bir uygulanmalıdır. Son yıllarda tüm dünyada ciddi sağlık sorunları arasında gelen obezite hastalığı ile mücadelede sağlık ve nitelik beslenme ilk adım olarak görülmektedir. Fakat artan obezite rahatsızlığına karşı son yıllarda obezite ameliyatı mücadelede etkili tedavi yöntemleri arasında gelmektedir.
Şişmanlığın ve yanlış beslenmenin sonucu araştırılacak risk faktörleri;
• Kolesterol ve trigliserid seviyesi
• Kreatinin ve böbrek fonksiyonları
• Osteoporoz
• Ateroskleroz
• Kalınbağırsak içeriğinin geçiş süresi ve florası
• Vücut yağı oranı
• Diğer risk faktörleri
Obezite ile Mücadelede Bireysel Beslenme Planı
• Yemek esnasında davranış kuralları
• Body Mass Index-VKİ (Vücut Kitle İndeksi)
• Beslenme değişikliği
• Doğal ekolojik beslenme ve Akdeniz tarzı beslenme
Tedavi önlemleri
• Sağlıklı ve dengeli beslenme
• Bedensel aktivite
• Stres yönetimi
• Nörolterapi ve koruyucu hekimlik
• Vücut Kitli İndeksi 35 ve üzeri olan hastalarda özellikle 2-3 yıl diyet ve egzersiz programları ile başarı sağlanmamış obezite hastalarında obezite ameliyatı etkili tedavi yöntemleri arasında gelmektedir.
Ortomoleküler Beslenme
Ortomoleküler terimi kökenini Yunanca “orthos”tan ve Latince “molekular’dan alır. “Orthos” doğru-iyi demektir ve “moleküler” maddenin yapı taşı anlamına gelmektedir.
Obezite Hastalığı Riskine Karşı Sağlıklı Sindirim Sistemi
Fazla kilo sorununun başlıca nedenleri arasında sindirim sisteminde yaşanan sorunlar başta gelmektedir. Sağlık bir sindirim sistemi için alınması gereken önlemler;
• Günde 5 porsiyon taze sebze ve meyve tüketin. Öğünlerde doyurucu besin maddelerine yer verilmesi gerekmektedir. Sebze ve meyveler sayısız mikro besin içerir. Bunlar sağlıklı bir sindirim sistemi ve genel olarak organizma sağlığı için gereklidir. Sebze, patates ve tahıllardaki lif sindirim fonksiyonunu destekler ve bağırsak florasının sağlıklı kalmasını sağlamaktadır.
• Dengesiz ve gereksiz diyetlerden kaçının çünkü bu tür diyetler sağlıklı bir sindirim sistemi için çok önemli olan besin ve lifleri içermemektedir.
• Endüstriyel (işlenmiş) gıdalar ve fast food besinlerden kaçınılması gerekmektedir. Çünkü her ikisi de çok fazla yağ, şeker ve diğer gereksiz kalori ve istenmeyen gıda katkı maddeleri (renklendiriciler, emülgatörler, koruyucular) içerir ve bağırsak florasına zarar verir.
• Yemek yeme için bol zaman ayırılması ve yavaş yenmesi gerekmektedir.
• Günde en az 1,5-2 litre su ya da bitkisel çay tüketilmesi sindirim sistemine faydası bulunmaktadır.
Besin alerjisi ve diğer tür besin maddelerine karşı intolerans (aşırı hassasiyet) birçok kişiyi ilgilendiren bir konudur. Gıdalara karşı gelişen “istenmeyen reaksiyon” gıdanın alımından sonra ortaya çıkan anormal bir reaksiyondur. Gıda alerjisinde belirtiler alerjen özellikteki makromoleküllerin alınmasını takiben hızlıca ortaya çıkar. Bazen bu belirtiler o kadar ciddi düzeyde olur ki, sonuçta anafilaksi olarak bilinen ve hayati tehlikesi olan bir reaskiyon ortaya çıkabilir. Ancak gıda intoleransı bağışıklık sistemiyle ilgili değildir.
Related posts