Hareketsiz ya da az hareketli bir yaşam, aşırı yağlı, tuzlu, şekerli, kalorili yiyeceklerle beslenmek kişinin kilosunun artmasına ve önlem alınmazsa aşırı şişmanlığa, obeziteye yol açmaktadır. Genetik sebeplerden kaynaklanmıyorsa kilo kesinlikle kontrol altında tutulabilir bir sorundur. Zira kadın, erkek herkes çocukluktan itibaren kendisi için ideal kilonun ne olduğunu yaklaşık olarak bilir. İşte hamilelik ve hastalık durumları dışında bu kilonun üstüne çıkmak ve önlem almamak obeziteye davetiye çıkarmaktadır. Aynı paralelde gençler, yetişkinler ve ileri yaştakiler düzenli aralıklarla ya da kıyafetlerinin onlara dar gelmeye başladığını hissettikleri dönemlerde mutlaka vücut kitle indeksini hesaplamalılar. Vücut kitle indeksi 25’in üzerindeyse durum tedbir alınması gereken düzeyde, 30 ve 35’in üzerindeyse bir tedaviye başlanması gereken durum söz konusudur. Şunu unutmamakta fayda vardır ki; şişmanlık kendi başına bir hastalıktır ve Genetik etkenler, hareketsiz yaşam, metabolik rahatsızlıklar ve fazla kalorili beslenmeye paralel olarak ortaya çıkan obezite, tedavi edilmesi gereken şişmanlık olarak tanımlanmaktadır. Zira erken dönemde önlem alınmadığı ve tedaviye başlanmadığı durumlarda kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, karaciğer, böbrek hastalıkları, diyabet, felç ve hatta ölüme bile yol açabilmektedir. İşte bu bakımdan çağımızın en hızlı yayılan ve önlenemeyen hastalığı olan obezitenin tedavi edilebilmesi için pek çok tedavi uygulanmakta.
Obezite tedavisi yöntemleri nelerdir?
Obezite tedavisinde hastanın ve hastalığın durumuna göre öncelikle uzman kontrolünde fiziksel egzersiz ve diyet, ileri vakalarda ise obezite cerrahisi ve obezite rehabilitasyonu uygulanmaktadır. Başlangıç aşamasındaki obezite hastalarında diyet ve egzersiz programları düzenli olarak kilo vermeye olanak sağlamaktadır. Ancak diyet ve egzersize ara verilmesi ya da hastanın yeterli disiplini göstermemesi durumunda verilen kiloların kısa sürede yeniden alınma riski yüksektir. Bu bakımdan obezite vakalarında genellikle kesin sonuç için obezite cerrahisi önerilmektedir. obezite cerrahisinde temel mantık; alınan kilolarla genişleyen, büyüyen midenin hacmini küçültmek ve bağırsağı kısaltarak besinlerin emilimini kısıtlamak, sınırlamaktır. Ancak obezite metabolik bir sorundur ve pek çok hastalıkla birlikte seyretmektedir. Bu sebeple tedavisinde de disiplinlerarası bir tedavi uygulanmaktadır. Bu kapsamda hastanın uzman eşliğinde hem diyet hem günlük rutin egzersiz uygulaması hem cerrahi müdahale hem de rehabilitasyon çalışması yapılmaktadır.
Obezite rehabilitasyonu nedir?
Obezite, tedavi gerektiren aşırı şişmanlık durumu olarak tanımlanmaktadır. Bu hastalığın tedavisinde sadece kilo vermek yeterli değildir, kilonun nasıl, hangi hızla ve hangi bölgelerden verildiği de önemlidir. Bu bağlamda yapılan diyetlerde hastanın vücudunda depolanan fazla yağı eritmesi, yok etmesi gerekmektedir. Bunun için de obezite rehabilitasyonu uygulanır. Obezite rehabilitasyonunda fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist, spor eğitmeni, psikolog ve diyetisyenle çalışılır. Ayrıca kardiyolog ve endokrinolog da obezite rehabilitasyonu ekibinde yer almaktadır. Tedavide hastanın psikolojik durumu, fiziksel özellikleri, biyolojik değerleri her daim kontrol altında tutulur ve hızlı değil, sürekli ve dengeli olarak kilo vermesi amaçlanır. Burada hastanın haftada değil, ayda 4-5 kilo vermesi ve bunun tedavi sonuna devam ettirebilmesi gerekir. Ayrıca hastanın kas ve iskelet sisteminin verilen bu kilolardan olumsuz etkilenmemesi için Faz 1, Faz 2 şeklinde 30’ar seanslık iki bölüm tedavi programı uygulanır.
Obezite rehabilitasyonu: Faz 1
Obezite rehabilitasyonunda Faz 1’de hastanın kas ve iskelet sistemini, vücudu ayakta tutan eklemleri güçlendirme amaçlı 30 seanslık bir program uygulanır. Aşırı şişmanlık hastanın kaslarına, kemiklerine, eklemlerine gereğinden çok daha fazla yük bindirdiği için, obez hastaların eklemleri, kasları, omurgası, kalçası, diz ve ayak bilekleri güçsüzleşir, şekil ve performans bozuklukları ortaya çıkar. Obezite tedavisinde de hastanın alışkın olmadığı şekilde diyet yapması söz konusu olduğundan, uzman kontrolünde olmayan ya da kasları güçlendirecek takviyeler yapılmadan kilo verildiğinde yağlardan çok kaslar zayıflar. Alınan aşırı kilolar kişilerin eklemlerini çevresinde bulunan kas sisteminde hasara yol açar ve kilolu kişiler daha hareketsiz bir yaşam sürdüklerinden kaslar güçlenemez. Obezite rehabilitasyonunda da hastanın destek kas dokularının gücü uzman ekip tarafından düzenli olarak kontrol edilir. Kaslardaki zayıflama, güçsüz kalma durumlarına göre ekstra kas güçlendirici uygulamalara gidilir. Obeziteden kaynaklanan ya da diyet esnasında oluşan ödem ve dolaşım bozuklukları da erken dönemde fark edilerek tedavi edilir. 30 seanslık Faz 1 programı sorunsuz geçtiyse, hastanın kas gücü normal değerler arasındaysa Faz 2’ye geçilebilir.
Obezite rehabilitasyonu: Faz 2
Obezite rehabilitasyonunda Faz 1 kesinlikle bireysel olarak uygulanması gereken bir programken, Faz 2 bireysel ya da grup halinde uygulanabilmektedir. Faz 1 ile kas ve eklem gücünün normal değerler arasına ulaştıran hasta, Faz 2’de ısınma egzersizleri, yürüyüş bandı, bisiklet sürme ve soğuma egzersizlerinin uzmanlar eşliğinde uygular. 30 seanslık olarak önerilen Faz 2, haftada en az 3 gün ve her seans yaklaşık 1 saat olacak şekilde uygulanır ve hastanın, hastalığın durumuna göre aylarca da sürebilir. Obezite rehabilitasyonu Faz 2’de, hastanın hem fiziksel hem de medikal tedavisi birlikte yürütülmektedir. Burada temel amaç hastanın vücudundaki kas ve eklemlerin gücünü koruyarak, fazla yağ deposunun normal değerlere ulaşılıncaya kadar eritilmesi ve vücut kitle indeksinin sağlıklı değerlere getirilmesidir.
Obezite rehabilitasyonunu tamamladıktan sonra dikkat edilmesi gerekenler
Obezite; pek çok hastalıkla eşgüdümlü olarak ilerleyen, kişinin yaşam kalitesini düşüren ve çok kolaylıkla tekrar edebilen bir hastalıktır. Oluşması uzun yıllar alan bu hastalığın tedavisi de uzun sürmektedir. Bu bakımdan istenen kilo değerine ulaşan hastanın, ömrünün geri kalanında kilosunu korumaya özen göstermesi gerekmektedir. Günümüzde obezite tedavisinde çok başarılı sonuçlar alınabilmekte ve diğer yöntemlerle birlikte obezite cerrahisi uygulamaları sayesinde % 95 iyileşme sağlanabilmektedir. İşte bu sağlığın korunabilmesi için kişinin her gün düzenli olarak yürüyüş yapması, tedavi sonrasındaki ilk 1-2 yıl günlük kalori miktarını hesaplayarak beslenmesi, obeziteden kaynaklı ortaya çıkan diğer hastalıkları için de sık sık doktor kontrolüne gitmesi önerilir.