Yaşam tarzındaki ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler obeziteyi beraberinde getirir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “sağlık için risk oluşturan anormal veya aşırı yağ birikimi” olarak tanımlanan obezite, giderek yaygınlaşan ve yaygınlaşan bir halk sağlığı problemidir. Obeziteyi önlemek ve sigara içtikten sonra dünyadaki “önlenebilir sağlık sorunları” listesinde ikinci sıradaki obezite tedavisi için çok önemlidir. Cerrahi, yaşamı tehdit eden bir durum olarak kabul edilen obezite için başarılı bir tedavi yaklaşımıdır. Cerrahi, hastaya düzgün bir şekilde uygulandığında başarılı bir sonuç getirir ve safhaları hastaya açıkça anlatılmıştır.
En yaygın obezite türü nedir?
Obezite, obezite faktörlerini geniş bir spektrumda düşündüğümüzde davranışsal, endokrin ve metabolik değişikliklerle vücudumuzun yağ oranının artması ile ortaya çıkan çeşitli faktörlere bağlı olarak karmaşık bir hastalıktır ve bir taraftan obezite gelişmekte olup Tek bir gen (leptin geni, melanokortin-4 reseptör geni vb.) Içinde mutasyon ve diğer taraftan, birden fazla genin etkili olduğu ve beslenme, hareketsizlik, vb. Gibi çevresel faktörlerin tetiklediği obezite. Obeziteye bağlı Tek bir gen ile ve genetik sendromlarla ilişkili obezite, tüm obezite vakalarının yalnızca küçük bir oranını oluşturmaktadır. Obezite vakalarının büyük çoğunluğu, alınan ve alınan kalori arasındaki dengesizlik nedeniyle gelişen klasik obezitedir. Hipotiroidizm, Cushing sendromu ve polikistik over sendromu gibi bazı endokrinolojik hastalıklar da obeziteye neden olur.
Modern yaşam – obezite
Araştırmalar, Türk nüfusunun yüzde 32’sinin Vücut Kitle İndeksi (VKİ)% 30’u aştığını, başka bir deyişle obez olduğunu göstermektedir. Beslenme alışkanlıklarındaki olumsuz değişikliğin ve inaktif yaşam biçiminin bu resimde büyük etkisi olduğu bilinmektedir. Özellikle, kadınların çalışma hayatına dahil edilmelerinin artması, ev yapımı gıdalar yerine rahat yiyecek tüketimini artırmıştır. Zaman kısıtlamaları nedeniyle, kaloriyi artıran hızlı pişirme yöntemlerinin kullanımı tırmandı. Ek olarak, kolay gıdalardaki katkı maddelerinin kullanımı mevcut obezite koşullarında rol oynamıştır. Gıda teknolojisi de bizi acıkmak konusunda başarılı. Aynı zamanda modern kültüre göre, tüketim günlük hayat stresini hafifletmekte, rutini değiştirmekte ve rehabilitasyon etkisi yaratmaktadır.
Obezite Tanısında Vücut Kitle İndeksinin Önemi
Vücut Kitle İndeksi (BMI), obezite oranı hakkında bilgi verir. Diyetisyenler BKİ’nun her zaman kendi başına yeterli olmadığını ve aynı kilo ve boydaki iki kişiden birinde daha fazla gövde yağına sahip olabileceğini ve diğeri daha yüksek kas kütlesi olabileceğini belirtti.
Uzmanlar insülin direncinin obezitenin gelişimi için bir başka önemli faktör olduğuna dikkat çekiyor. Pankreas tarafından salgılanan insülin, kan şekeri hücresine taşınır. Bunu yaparken, hücrenin kilidini açar. İnsülin direnci ortaya çıktığında, hücre ile insülin arasındaki kilit anahtar ilişkisi kesilir ve insülin kan içinde birikmeye başlar. Kan içinde biriken insülin yüksek tansiyona neden olur ve duvarda iç yüzeylere zarar verir ve karaciğerde lipoidoz oluşturur. İlaçlar tarafından insülin direnci bozulmadığı sürece, bu hastalar kilo vermezler.
Obezite tedavisinde egzersiz
Obezite tedavisinde egzersizin çok etkili olduğunu belirten uzmanlara göre haftanın dört günü kesintisiz olarak en az 35 dakika egzersiz yapmak metabolizmayı artırmada ve gaz ve kabızlık gibi problemleri ortadan kaldırmada büyük önem taşıyor. Diyetle getirilen kısıtlamaları hafifletmek için egzersiz, obezite tedavisinde vazgeçilmez bir unsur haline gelir.
Vücut Kitle İndeksi nasıl ölçülür?
Vücut ağırlığını boyunuzun karesine bölerek hesaplanan Vücut Kitle İndeksi (BMI), obezite oranı hakkında bilgi verir. Formülü kullanarak bulunan 25 kg / m2 veya daha düşük bir sonuç, aşırı ağırlığı belirtir. 30 kg / m2’yi aşan değer obeziteye işaret eder. Dünya Sağlık Örgütü obezitenin üç sınıfını tanımlıyor. 30-35 kg / m2 birinci sınıf, 35-40 kg / m2 ikinci sınıf, 40 kg / m2 üçüncü sınıfı temsil etmektedir. Standart olarak, 40 kg / m2 üzerindeki hastalar başka bir hastalığı olmamasına rağmen cerrahi tedaviye uygun olduğu düşünülmektedir. 35-40 kg / mg arasındaki hastalar, koroner hastalıklar, astım veya şeker hastalığı gibi eşlik eden bir hastalığı varsa ameliyat için uygun olabilirler. Bel çevresi kadınlarda 88 cm’den fazla erkeklerde 102 cm’den daha yüksek olduğunda bazı riskler daha yüksektir ve bu risklerin obezitenin değerlendirilmesinde ne önem taşıdığını bilmek. Karın yağları subkütan yağlardan daha tehlikelidir, çünkü aşırı abdominal yağ diyabet, lipid