Kalıtımınız, genleriniz ve DNA’nızın kilonuzu belirlemede rolü olduğu düşüncesi mevcuttur. Obezite ve genetik arasında bir bağ olduğu düşünülmektedir. Sonuçta, genleriniz hangi renk gözlere sahip olacağınızı ve saçlarınızın renklerini ve kişilik özelliklerinin çoğunu belirler. Araştırmacılar, obezite ile bağlantılı anahtar genlerin keşfedilmesinde uzun bir yol kat etmiş olsa da, karar açık değildir. Bu, diyet ve egzersiz sonrası kilo sorunlarının tedavisinde tamamen yeni bir perspektife ve uygulamaya kapı açabilir.

Obezite Gerçekleri

2007 yılı senesinde bilim insanları, obezite ile bağlantılı anahtar geni tespit etmiştir. Buna FTO geni deniyor. FTO geni için ek isimler şunları içerir:

• Yağ kitlesi ve obezite ile ilişkili protein

• Alfa-ketoglutarate bağlı dioksigenaz FTO

• Kromozom 16 FTO genini içeriyor ve araştırmacılar FTO genini obezite ile ilişkilendiriyorlar.

Araştırmacılar, New England Journal of Medicine’de MIT ve Harvard Üniversitesi’ndeki bilim adamlarının öncülük ettiği yeni bir araştırmanın 2015 yılına kadar FTO geninin kilo alımı ve obezite ile ilişkili olduğunu tam olarak bilmiyorlardı. Farelerdeki ve insan hücrelerindeki deneyleri, FTO geninin hatalı bir versiyonunun, doğal metabolik işlemin bir parçası olarak vücut tarafından yakılmak yerine, gıda olarak yağ olarak depolanan enerjiye neden olabileceğini düşündürüyor. FTO geninde yaygın bir varyant vücut kütle indeksi ile ilişkilidir ve çocukluktaki ve erişkin obeziteye yatkındır.

Belirli genlerin obezite ve diğer ilişkili bozukluklarda oynadığı kesin rolün keşfinin etkileri çok geniştir. Vücut geliştirme riskinizi bilmek, sağlıklı diyet ve egzersizleri en üst düzeye çıkaran yaşam biçimlerinin, bu yaşam biçimini gerçekleştirmek için yardım aramanın gerekliliğini veya obezite ile ilişkili spesifik genleri hedef alan ilaçların geliştirilmesini gereksiz kılacaktır. Araştırmalar, henüz orda olmadığımızı gösteriyor. Bir ilaç klinik araştırmaya girmeden önce, etkinliği ve güvenliği, insan deneklerini kaydettirmeden önce laboratuar ortamında kapsamlı bir şekilde test edilmelidir.

Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi tarafından yapılan bir başka araştırmaya da benzer bir sonuç geldi. Bir grup genetik olarak değişik farelerin sekiz hafta boyunca normal bir diyetle beslenmesinin ardından, aynı dönemde yüksek yağ ve şeker içerikli bir diyetle beslemelerini değiştirdiler. Sağlıksız beslemenin farelerin bir kısmı için vücut yağında çok az değişiklik yapmasına neden olduğunu buldular, ancak diğer farelerin vücut yağ yüzdesi yüzde 600 arttı.

Başka bir deyişle, farelerin bir kısmı, yüksek yağ ve yüksek şekerli bir diyetle beslenirken genetik olarak daha fazla kazanmaya meyillidir. Bu, araştırmacıların, genetik sisteminin aslında diyetten ve egzersizden bağımsız olarak kilo alan ve almayan insanların belirlenmesinde önemli bir rol oynadığına inanmalarına yol açtı.

Yağ Geni ve Kilo Verme

Ancak araştırmacılar, özellikle genleriniz söz konusuyken bunun daha fazlası olduğuna inanıyorlar. Vücudumuzdaki yiyecek ve yağ deposunun uygun olmayan dengesine bir bağlantı var.

Obezite için Sağlıklı Gıdalar

Kinoa

Protein ile doludur ve kas oluşturmak ve yağ yakmak için gerekli olan lizin gibi amino asitler içerir.

Yeşil çay

Yeşil çay, herhangi bir hastalıktan hemen sonra iyileşmek için antik zamandan beri kullanılan bitkisel bir çaredir. Ancak araştırma, iştahı azaltabileceğini ve metabolizmayı artırabildiğini buldu. Chinese Medical Journal’de yayınlanan bir araştırmada, yeşil çaydaki kateşinler, obezite, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalık gibi sayısız sağlık durumunun tedavisine bağlı olduğunu keşfettiler. Ek olarak, yeşil çay da iltihap ile savaşmak için mükemmeldir.

Yaban mersini

Yaban mersini, yanan karın yağına bağlı kimyasal bir bileşik olan polifenoller içerir. Yüksek yağlı bir diyetle kombine edildiğinde, yaban mersini, kolesterolü düşürebilir.

Yumurta

Yumurta kolini içerir; B vitamini. Vücuttaki her hücre, hücre yapımı için B vitaminleri kullanır. Bu besin maddesinin adil payına ihtiyacımız var ve sadece dört yumurta günlük ihtiyacınızı karşılamak için yeterlidir. Dişilerin 425 mg’a, erkeklerin 550 mg’a ihtiyacı vardır. Kolinin vücuda lipotropik bir etkisi vardır ya da yağ parçalanır.

Yağlı deniz ürünleri

Özellikle ton balığı, dokosaheksaenoik asit (DHA) ve eikozapentaenoik asit (EPA) için mükemmel bir kaynaktır.

About the author

Erol Vural