Vücutta bulunan yağ dengesinin giderek artış göstermesi obezite sorununu meydana getiriyor. Bu gibi bir sorun ile mücadelede en etkili yöntemlerden biri de cerrahi müdahaledir. Özellikle gelişmiş ülkelerde kendini daha çok gösteren obezite rahatsızlığının altında çeşitli sebepler yatıyor. Özellikle genetik sorunlar obeziteyi tetiklerken kimi zaman da psikolojik nedenler kişileri daha çok yemek yemeye itiyor. Bu durum alışkanlık haline geldiğinde ise hastalar tokluk hissini kaybediyor ve yeme kontrolünü kaybetmiş oluyorlar. Fakat obezite sadece aşırı kilo sorunu demek değildir. Obezite kendisi ile birlikte insan hayatını riske sokacak birçok sorunu da yanında getiriyor.
Obezite Cerrahisinde Hangi Yöntemler Uygulanıyor?
Obezite cerrahisi denince sadece tek bir yöntemin akla gelmesi yanlış olacaktır. Obezite ile mücadelede farklı cerrahi yöntemler bulunurken bu yöntemlerin belirlenmesinde hastaların durumları etkili oluyor. Hastanın sağlık durumu hangi yönteme elverişli ise o yöntem uygulanıyor. Bu anlayabilmek için ise ameliyat öncesinde hastalara bir takım testler uygulamak gerekiyor.
Obezite hastaları kalp rahatsızlıklarından tansiyona kadar çeşitli sıkıntılar ile de mücadele halinde olabiliyor. Bu durumda hastanın diğer hayati organlarının ne durumda olduğunu daha iyi anlamak için çeşitli kan testleri yapılmak durumundadır. Bunun yanı sıra kardiyoloji alanında da gerekli ön çalışmalar yapılarak hastanın ameliyat için uygun olup olmadı netleştiriliyor. Tüm bu testler hastanın ameliyat esnasında herhangi bir komplikasyona maruz kalmasını önlemek için yapılıyor. Bu testlerin sonucunda ciddi bir sorun ortaya çıkarsa öncelikle ortaya çıkan sorun çözülür.
Laparoskopi yöntemi ile gerçekleştirilen bu ameliyatta genel anestezi uygulanır. Kapalı bir yöntem uygulanması sayesinde vücutta sadece küçük kesiler oluşur. Bu sayede hastalar ameliyat sonrası ciddi bir ağrı yaşamak durumunda kalmazlar. Her ne kadar kapalı yöntem uygulanıyor olsa da uygulama esnasında hastanın durumu gerektiriyorsa ameliyat açık cerrahi yöntemine dönüştürülebiliyor.
Ameliyat Sonrasında Kontroller Var Mı?
Ameliyatın gösterdiği en büyük risk faktörü ise emboli atması ya da akciğerin gerektiği gibi fonksiyonlarını yerine getiremiyor olmasıdır. Bunun yanı sıra ameliyat esnasında sızma ya da kaçak olup olmadığına dair kontroller sürekli olarak yapılmaktadır. Ayrıca bu kontroller son olarak ameliyattan sonraki gün bir kez daha yapılır.
Ameliyattan sonra birkaç gün hasta hastanede tutularak olası sorunlara karşı gözlem altında tutulur. Hastanın sağlık durumuna ve ameliyatta uygulanan yönteme göre 3 gün ile 4 gün sonra hasta taburcu edilir. Fakat ameliyattan bir ay sonra ilk kontrolü yapılır. Bir yıl içerisinde de en az 3 kez belli aralıklar ile kontroller yapılır.
Ameliyat bittikten sonra aynı gün içinde hasta su tüketimine başlayabilir. Ameliyat sonrasında en önemli konulardan biri de beslenme durumudur. Düzenli bir beslenme için diyetisyenler tarafından hastaya özel hazırlanan bir diyet listesi bulunur. Bu listede hastanın beslenmesi detaylı bir biçimde açıklanır.