Obezite, toplum arasında şişmanlık olarak bilinse de genel olarak aşırı kilolu olma hali olarak ifade edilmektedir. Vücutta fazla oranda yağ birikmesi neticesinde meydana gelen obezite hastalığı, mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavi edilmemesi durumunda hayat süresini kısaltabilir ve hastanın hayat kalitesini ciddi oranda azaltabilir. Obezite, besinlerle alınan enerji miktarları, metabolizma ve fiziksel aktivite ile tüketilen enerji oranının aştığı durumda meydana gelir. Obezite hayat süresini kısaltabilen, yaşam kalitesini düşürebilen hastalıktır. Obezite tek başına bir sorun olmanın yanı sıra beraberinde bazı hastalıkların da ortaya çıkmasına yol açar. Bunlar; uyku apnesi, kalp ve damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalıkları, sindirim sistemi sorunları ve birçok ciddi sağlık sorunu ortaya çıkabbilir.
Obezite Belirtileri Nelerdir?
Obeziteyi tespit ve teşhis etmenin başlıca unsuru vücut kitle indeksi olarak karşımıza çıkar. Vücut kitle indeksi ile beraber bel çevresi ölçümü analiz edilir. VKİ olarak kısaltılan vücut kitle inndeksi; boyun karesine bölünür. Elde edilen değerler, yaş ve cinsiyetten bağımsız olmaktadır. Uzmanlar, VKİ değerlerini, normal kilolu, fazla kilolu, obez ve morbid obez şeklinde sınıflara ayırmıştır. Vücuttaki toplam yağ oranı ile beraber söz konusu yağın nerede depolandığı da oldukça önem teşkil eden bir durumdur. Karın çevresinde yağ birikimi, kalça ve vücudun diğer bölgelerinde yağ birikiminden daha fazla olması ciddi riske sebep olmaktadır. Risk için basit fakat doğru bir yöntem bel çevresi ölçümüdür.
Obeziteye Yol Açan Faktörler Nelerdir?
Obezite; genel olarak vücudun enerji dengesinin bozulmasına yol açmaktadır. Bu aşamada diyet, egzersiz ve genetik özellikler enerji dengesini oluşturmasını sağlar. Enerji alımının, tüketimden fazla olması gibi durumlarda enerji dengesi bozulmaktadır. Bundan dolayı da aşırı yağlı besinlerle tokluk hissine ulaşamadan yeme arzusu duyulur. Bundan dolayı da gereğinden fazla enerji alınır ve depolanır. Buunsurların dışında çeşitli davranış değişiklikleri, fizyolojik, psikolojik, genetik, tıbbi ve endokrin nedenler de obezitenin oluşumunda en önemli faktörlerin başında gelir.
Obezite Tedavisi Nasıl Yapılmalıdır?
Beslenme düzeni ile beraber egzersiz ve obezite ilaçlarıyla en fazla vücut ağırlığının %5-10’u kadar kilo vermek söz konusu olabilir. Ancak bu alışkanlıkların bırakılması durumunda yeniden verilen kilolar alınabilir. Ancak spor ve beslenme alışkanlıklarının devam ettirilmesi ve kilo verilmesi durumunda obeziteye bağlı sağlık sorunlarında da hafifleme meydana gelecektir. Günümüzde kalıcı kilo kaybı oluşturmanın en etkili yöntemi obezite cerrahisidir. Bu uygulamalar fazla kilonun %50-80 kadar azaltılıp en az 5-10 yıl aynı kalmasını sağlamaktadır.
Obezite Cerrahisi Nedir?
Beslenme düzeninin yeniden oluşturulması, egzersiz ve ilaç tedavisi uzun yıllardan beri kilo Fakat genel olarak söz konusu olan bu tedavi yöntemleri obez/morbid obez hastalar için kısa dönemde başarı sağlar. Bu sebeple de nadir olarak kalıcıdır. Obezite Cerrahisi obez/morbid obez kimseler için en kalıcı ve etkili kilo kaybı teknikleri olarak kabul edilir. Obezite cerrahisinin en büyük hedefi ve başarısı, kilonun vücut için en sağlıklı ve güvenli bölümüne ulaştırmak olarak karşımıza çıkar. Obezite cerrahisi kapsamında en çok uygulanan tedavi yöntemi; Laparoskopik Tüp Mide / Mide Küçültme, Laparoskopik Roux en Y Gastrik Bypass / Mini Gastrik Bypass, Laparoskopik Duedonal Switch ve Endoskopik Mide Balonu yöntemi olarak karşımıza çıkar. Obezite operasyonları hiçbir şekilde bir tür estetik cerrahi müdahalesi değildir. Hastanın vücut kitle indeksi değeri 40 kg/m2 den fazla veya VKİ değeri 35-40 kg/m2 olup obeziteye bağlı hastalıklar açısından yüksek risk altındaysa ve tüm tedavi girişimlerine rağmen kilo kaybı sağlanamıyorsa obezite cerrahisi uygulanmalıdır. Bununla beraber günümüzde git gide artanveriler bu obezite operasyonlarının tip 2 diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol, non-alkolik yağlı karaciğer hastalığı ve obstrüktif uyku apnesi gibi farklı metabolik hastalıklar ve durumlar için mevcut en etkili tedavi yöntemlerinden biri olduğunu düşündürmektedir.