Proteinler hücrelerin yapısında en çok bulunan makro moleküllerdir. Hücrenin tüm yaşamsal fonksiyonlarında proteinler rol almaktadır. Proteinler için kullanılabilecek sihirli sözcük ‘’vücudun yapıtaşı ‘’ olmalarıdır. Proteinler, diğer besin öğelerine kıyasla en değerli olandır. İnsan organizması için en küçük yapı taşı olması, vücudumuzda elzem bir gereksinim olduğunun katınıdır. Proteinler sağlıklı ve dengeli beslenmenin ilk adımıdır. Aynı zamanda proteinler doğru miktar ve yöntemlerde beslenmemizde yer aldığında metabolizmayı hızlandırıcı ve kilo kaybındaki etkileriyle bir silah olarak kullanılabilir. Zayıflamada ki rolü yanında bağışıklık sisteminin yapılanması, sağlıklı ve kas yapısı düzgün bir vücuda sahip olunması ve vücut fonksiyonlarının düzenli bir şekilde çalışmasında proteinlerin rolü büyüktür. Proteinler sonradan kullanılmak için vücutta depolanmaz.
Beslenmemizde yeterli protein tüketmez isek, vücut eksik alımı dengelemek için kaslarımızdan yıkıma başlar. Bu yıkımı önlemek için beslenme ile yeterli, kaliteli protein alınması gereklidir. Protein tüketimindeki yetersizliğe bağlı olarak ‘’ protein- kalori malnutrisyonu ’’ olarak adlandırılan ciddi bir beslenme bozukluğu ortaya çıkabilir. Malnutrisyonlu bireylerin kasları incelir, bağışıklık sistemi zayıflar, saçları dökülür, deri elastik yapısını kaybeder. Protein içeren gıdaların eksik tüketimine bağlı olarak gelişen bu klinik tablo, sadece açlık sıkıntısı yaşayan ülkelere ve düşük sosyo ekonomik gelir düzeyine sahip bireylere özgü bir durum değildir. Proteinden ve enerjiden kısıtlı sağlıksız beslenmeyle hızlı kilo kaybının yanında kaslarda erimeler oluşur.
Yeterli protein alımı aynı zamanda ameliyat sonrası hücrelerin yapım ve onarımda da etkilidir. Kas kütlesi kaybını önlemenin dışında saç dökülmelerini engellemekte yine yeterli protein alımına dayanmaktadır. Ameliyat sonrası küçülen mide hacmiyle beraber besin tüketimindeki azalma günlük ulaşmamız gereken protein miktarının sadece besinlerle sağlanmasını güçleştirmektedir. Yiyeceklerle yeterli protein alınamadığında sıvı veya toz protein ilave olarak kullanılır. Günlük ulaşılması gereken protein miktarı normal beslenme ile karşılanmaya başlandığında beslenme uzmanının ön görüsünde protein takviyeleri diyetten çıkarılabilir.
Kullanılan proteinin miktarı kadar kalitesi de önem taşımaktadır. Bir gıdanın protein kalitesi o proteinin esansiyel aminoasit içeriğine bağlıdır. Doğada dokuz zaruri (elzem), on bir de elzem olmayan amino asit vardır. Proteinler kalite bakımından tam ve eksik protein kaynakları olarak ikiye ayrılır. Tam protein; esansiyel amioasitlerin hepsini içeren, sindirim oranı yüksek gruptur.
Tam (kaliteli) Protein Kaynakları: Yumurta, süt ürünleri(süt, ayran, yoğurt, kefir ), balık, sığır eti, kümes hayvanları, deniz ürünleri, soya ürünleri…
Eksik protein; temel dokuz aminoasidin hepsini yeterince içermez.
Eksik Protein Kaynakları; Fasülye, nohut, barbunya, ceviz, badem, yerfıstığı, pirinç, arpa, buğday, yulaf ve genel olarak bitkisel kaynaklı proteinlerdir.
Ameliyat sonrası protein seçimleri öncelikli olarak kaliteli protein kaynakları olmalıdır. Obezite cerrahisi sonrası hastaların günlük 60-90 gr protein almaları gerekmektedir.
Proteinlerin tokluk hissini uzatma etkiside vardır. Ameliyat sonrası az miktarda besin tüketen hastalarda mide boşalım süresini uzatmak, uzun süreli tokluk hissi oluşturmak içinde proteinler, seçim olarak karbonhidratlardan önce yer almalıdır. Aynı zamanda diyetin protein içeriği kısıtlandığında, yağ ve karbonhidrat içeriğinde artış gözlenmektedir. Böyle bir diyet uygulanması belli süre sonra kilo verilmesini engelleyecek ve kaybedilen kilonun kas ve sudan olmasına neden olacaktır. Sonuç olarak hastaların kendilerine ’’ Her öğünde protein kaynaklı bir besin tükettim mi ? ’’ diye sormaları ve beslenme alışkanlıklarını bu şekilde oluşturmaları gerekir.
Diyetisyen Hüsniye Rakipoğlu Odabaş