Norveçli doktorlar botoks işleminin yeni kullanım alanı üzerinde yaptıkları çalışmalar sonucu, bir faydasını daha keşfettiler.
Botoks, yıllardır nörolojide, spastik kas problemlerinin ve şaşılığın düzeltilmesinde başvurulan tıbbi bir tekniktir. Aynı zamanda yaklaşık 10 yıldır ,dermatolojide özellikle yaşlanma etkisinin geciktirilmesi, kırışıklıkların azaltılması, amacıyla uygulanmaktadır. “Clostridium botulinum” adlı bakterinin deri altına enjekte edilmesi yoluyla uygulanan botoks , cerrahi olmayan bir kozmetik ürünü olarak değerlendirilmektedir. 2002 ve 2003 yıllarındaAmerikan Estetik Plastik Cerrahi Topluluğu tarafından,Botoks, hekimlerin uyguladığı en popüler cerrahi ve cerrahi olmayan işlem olarak değerlendirilmiştir.
Botoksun bilinen fayda ve kullanım alanına bir yenisi daha eklendi. Doktorlar, botoksun kilo kaybında etkili bir uygulama olacağını bildirdiler. Uygulamanın obezite tedavisinde kullanımı söz konusu oldu. İlacın mideye enjekte edilmesi şeklinde uygulanan yöntem, midede bulunan açlık-doygunluk hislerini kontrol eden kilit bir siniri devre dışı bırakarak etkili oluyor.
Yapılan araştırmalara göre, mide botoksu işleminin uygulandığı obez hastaların %70’nin kilo verdiği net bir şekilde izleniyor. Mideye uygulanan botoks işleminin tamamen güvenli ve sağlıklı olduğu, aynı zamanda da çok basit ve kısa süren bir yöntem olduğu belirtiliyor.Böylece yaklaşık 15-20 dk. kadar süren kolay ve hızlı uygulama sayesinde birçok obezite hastasının faydalanabileceği güvenli bir tedavi ortaya çıkmış oluyor.
Botoks işlemi, endoskopik yöntemle mideye giriş yapılarak enjeksiyonun sağlanması şeklinde gerçekleşiyor. Kanıtlanmış bir yan etkisi olmamasının yanında hasta 3-4 saatlik bir dinlenmenin ardından, yapılan kontrollerde istenmeyen bir durumla karşılaşılmadığı taktirde evine gönderiliyor. Botoks işlemi için herhangi bir yaş sınırı olmadığı, ancak 60 yaş ve üzerine obezite cerrahisinde müdehale edilmek istenmiyor. Bunun sebebi ise; o yaşlardaki insanların vücutlarında gerçekleşen besin kaybının, enjekte edilen ilacı tolere etmeyi zorlaştırması olarak açıklanıyor.
Mide botoksu uygulaması ile ilgili şöyle bir parantez açmak da mümkün ve faydalı olabilir. Herkese uygulanabilecek ağrısız ve yan etkisiz bir teknik olmasına rağmen, botoksa alerjisi olan hastalara önerilmiyor. Bu tedaviden faydalanamayacak bir diğer grup; gastrit, mide ülseri, 12 parmak bağırsağı ülseri gibi problemi olan hastalar oluyor. Genellikle önce tüm bu gastrointestinal sorunlar tedavi edilip, giderildikten ve ortadan kaldırıldıktan sonra mide botoksu işlemi devreye sokulabiliyor. Bu nedenle işlem öncesi gastroskopi denilen bir yöntem ile midenin, botoks tedavisine uygun olup olmaması değerlendirmeye alınıyor. İşlem sonrasında çok fazla görülmemekle birlikte bulantı ve şişkinlik şikayetlerine rastlanabiliyor.İşlem sonrasında hastanın gireceği ilk 6 aylık dönemin dikkatli izlenmesi ve incelenmesi gerekiyor. Çünkü botoksun hastaya etki etme süresi 4-6 ay kadar oluyor.Bu süreçteki sonuçlarına göre hastanın işleme yeniden ihtiyacının olup olmadığına karar veriliyor. Örneğin 75-80 kg. bir hastanın, 6 aylık süre içinde 10-15 kg. kaybetmiş olması mümkün olabiliyor ki bu da istenen ideal kilosuna ulaşmış olduğunu gösteriyor. Sonrasında diyet programına bağlı kalır ve dikkatli olursa yeniden mide botoksu uygulamasına gerek duyulmuyor. Ancak 6 ayın sonunda eğer işlem başarıyla sonuçlandıysa ve bir miktar daha kilo kaybı arzu ediliyorsa işlem tekrarlanabiliyor. Yani tekrar edilip edilmemesi hastadan hastaya değişiklik gösteriyor. Akademik bilgilere göre, tedavi 3 seans kadar uygulanabiliyor. Hastayla birlikte değerlendirilip karar veriliyor. Eğer hasta diyet ve spor programını dikkate alıyor ve zorlanmıyorsa tekrar edilmesine gerek kalmıyor.
Mide botoksu, obezite tedavisinde uygulanabilirliği ve etkisi kanıtlanmış bir yöntem olmasına rağmen hasta özelliklerine göre farklı deneyimleri de beraberinde getiriyor. Bu işlem çoğunlukla vücut kitle endeksi 35-44 arasında olan obez hastalara uygulanıyor. Yani fazla kilolarından mustarip olan herhangi birinin, göbek yağlarından kurtulmak için yararlanabileceği bir tedavi olmamakla birlikte, kozmetik botoksla arasındaki tek benzerliğin enjekte edilen ilaç olduğu söylenebilir.