Bu denli zayıf olan güzeldir düşüncesi arasında her insanın kilo vermek istemesi çok doğal bir durumdur. Çünkü kilo vermek, bir çok olumlu duyguyu beraberinde getirecektir. Toplum yaşamında bir çok insan ‘zayıf olan sağlıklıdır’ düşüncesi ile hareket etmektedir. Kişi kilo verdiğinde daha sağlıklı olacağına, daha doyurucu bir cinsel hayatı olacağına, hayattan daha fazla zevk alacağına, bir mağazaya girdiğinde tüm kıyafetleri alabileceğine ve çevresi tarafından daha çok sevilip daha çok değer göreceğine olan inanmaktadır.
Kilo vermek isteyen kişilerde zayıflamış olma düşüncesi:
- Çocuklarına iyi örnek olabilmek,
- Ulaşım araçlarına daha rahat binebilmek,
- Kumsalda daha rahat ve mutlu hissetmek,
- Bir restorantta utanmadan ve kendini kötü hissetmeden istediği yemeği sipariş edebilmek,
- Tatmin ve mutluluk duygusunun daha fazla olduğu bir cinsel hayata ulaşabilmek,
- Yediği yemekten ötürü suçluluk duymak yerine daha fazla zevk alabilmek ,
gibi olumlu çağrışımlara neden olmaktadır.
Zayıflamanın bu gibi birçok olumlu çağrışımı olmasına rağmen kişiler maalesef ki bu yolda başarılı olamamaktadır. Nedensiz gibi görünen bu başarısızlığın aslında bir çok sebebi bulunmaktadır. Yapılan klinik gözlemlerde ve grup toplantılarında kişiler bu düşünceyi destekleyen doneler ile bizlere gelmektedir. Bu donelerin en başında ise aslında zayıf olmaya karşı duyulan ciddi olumsuz duygulardır.
Bazı kişiler istedikleri bedene kavuştuklarını hayal ederken , daha önce var olan sıcaklıklarını yitirme korkusu yaşadıklarını bizlere göstermektedir. Kendilerini zayıf ama soğuk birer kişi olarak hayal etmeleri zayıflama davranışına bilinçaltında ket vurmalarına sebep olmaktadır. Bazı kişiler ise kendilerini incelmiş ama bencilleşmiş olarak hayal ederler. Kendi ihtiyaçlarını daha önce hiç başka insanların ihtiyaçlarını önemsediği kadar önemsemeyen kişi, kendini eleştirir ve bencillik ile suçlar. Maalesef ki bu kişiler hayatta önce insanın kendisi için yaşaması gerektiğini unutan kişilerdir. Bu sebeple kendini önemseme düşüncesi kişide olumsuz duygulara sebep olmaktadır. Genel ortalamaya bakıldığında kişilerde:
- Bedenin güzelleşmesi ile birlikte karşı cins tarafından sadece cinsel bir obje olarak algılanacağı korkusu
- Bedenlerinin güzelleşmesi ile birlikte karşı cinsin ilgisinin artacağı ve eşini aldatacağı korkusu
- Zayıf insanların kendisinden daha güzel olduğu düşüncesi sebebi ile onlarla yarışa girme korkusu
Vb. gibi olumsuz düşünceler olduğu görülmektedir. Bu düşünceler hastaların gelecekte kilo verme dönemlerinde bilinç düzeyinde farkında olmasalarda etkin olarak rol almaktadır.
Diyet Yapma Korkusu Bu Düşüncelerin Neresinde
Yukarıda da bahsettiğim gibi kilo vermenin beraberinde gelen oldukça çeşitli dezavantajlar vardır. Ama bir dezavantaj vardır ki bütün besin bağımlılarında bu olgu ile karşılaşmak mümkündür. Bu da ‘DİYET YAPMAK ZORUNDA KALMA veya İHTİMALİ’ korkusudur.
Besin bağımlıları; kilo vermenin tek yolunun aşırı derecede diyet yapmak olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden bir besin bağımlısı için kilo vermek tekrar o döngü içerisine girerek o korkuları yaşamak zorunda kalmak demektir. Kişi tekrar ve tekrar bir diyetisyene gidecek, yeni bir besin listesi hazırlattıracak ve bu listeye ilk başlarda ölümüne inanacak ve uygulayacak daha sonra ise kilo verme isteği hafiflediğinde bu listeyi unutacak ve tekrar kilo almaya başlayacaktır. Yaptığı diyeti ve yardımcısı beslenme uzmanını yücelterek kendini daha çok bu yola inandırmaya çalışan kişi bir süre sonra besin bağımlılığına tekrar döndüğünde inancını tamamen kaybetmiş ve karalama kampanyası başlatmış olacaktır. Kişi besin bağımlılığına geri dönmese bile diyet yaparken hayatını gizli bir bağımlı olarak sürdürmektedir. Kontrolünü kaybetme korkusu ve sürekli olarak şişmanlamaktan korkmak gizli bir besin bağımlılığının göstergesidir.
Uzm. Klinik Psikolog- Bariatrik Psikolog
Merve PEHLİVAN