Yeme Davranışını Değiştirmeniz için 7 Öneri
Biz cerrahi müdahale sonrasında birinci yıllarını dolduran hastalarımıza kıdemli sıfatını kullanırız. Kıdemli hastalarımızdan bir takım beklentilerimiz vardır. Bu beklentilerin en başında ise yeme davranışlarını değiştirmeleri gelmektedir. Tabi ki her hasta bu konuda %100 başarılı olamamaktadır. Fakat kilo veriminin kalıcı hale gelmesi için bu davranış değişikliğinin özümsenmesi gerektiğini unutmamak gerekmektedir.
Şimdi sözüm davranışlarını değiştirmekte zorlanan hastalarımıza..
Hadi gelin birkaç minik dokunuş ile ameliyat sonrası yaşam kalitemizi yükseltelim, tekrar kilo alma korkusuna bu sayede bir son verelim.
Yeme Davranışını Değiştirmeniz için 7 Öneri
- Midenizin hacmini daima göz önünde bulundurun..
Şimdi sağ elinizi yumruk haline getirin. Dikkatli bir şekilde yumruğunuzu inceleyin. Mide hacminiz unutmayın ki bir tüp mideli olarak (normal mideli insanlarda yumruğu kadar olduğunu varsayıyoruz) yumruğunuzun 3/1’i kadardır. Mideniz tamamen boşaldığında guruldamaya başlamaktadır. Bu artık midenize yiyecek bir şeyler göndermeniz gerektiğinin sinyalidir. Bu, midenin tekrar kasılarak büzüşmesinin de sinyalidir aynı zamanda. Mide bu şekilde sizlere eski haline dönmek istediğinin sinyalini vermektedir. Yani bu durumda mideniz yumruğunuzun 3/1’inden daha da küçüktür ve bu mideyi doyurabilmek adına yumruğunuzun 3/1’i kadar bir yiyecek göndermeniz gerekmektedir. Bu da aşağı yukarı 1 su bardağı yiyeceğe tekabül etmektedir. ( Normal mideli insanlarda bu yaklaşık olarak 2 ya da 3 su bardağı olarak değişiklik gösterebilir.)
- Bilinçli bir şekilde yemenin tadını çıkarın.
Yemeğinizin şekline ve tadına önem verin. Lokmalarınızı yavaş yavaş çiğneyin ve bu sırada kendinizi dinleyin. Acaba yediğiniz şeylerin tadı hoşunuza gidiyor mu? Tabağınızda bulunan yiyeceklere dikkat edin ve hoşunuza gitmeyenleri bitirebilmek için kendinizi zorlamayın. Karnınızın normalde tükettiğiniz miktarlarda doyup doymadığını anlayabilmek için kısa bir süre ara verin. Eğer ki beklemenin sonunda hala doymadığınızı düşünüyorsanız o zaman yemeye devam edebilirsiniz. Unutmayın kandaki şeker oranının yükselmesi ve beyne tokluk sinyalinin gitmesi için en az 20 dakika geçmesi gerekmektedir.
- Tabağınızdaki tüm yiyecekleri tüketmeyin, bırakın bitaz artakalsı.
Yediklerinizin ve içtiklerinizin bir kısmının artakalmasına dikkat edin. Bu sayede ne kadar yemeniz gerektiğini tabağınız değil, bedeniniz belirleyecektir. Bu aynı zamanda gözünüzün doymasını sağlayacak ve size uzun vadede yediğiniz miktarları içsel olarak ayarlama yetisi kazandıracak.
- Yemek yemeyi küçük bir şölen haline getirin.
Bunun için masanıza güzel bir örtü sermek, bir mum yakmak ve güzel bir müzik çalmak yeterli olacaktır. Bu, yemek ile girdiğiniz negatif ilişkinin bozulmasını sağlayacaktır. Ayrıca televizyon izlemek, telefonda konuşmak, yürümek, ayakta yemek gibi alışkanlıklardan vazgeçerseniz zaten çok az yiyorum ve ne yediğimden hiçbir şey anlamıyorum duygusundan da kurtulursunuz.
- İş sonrasında ilk önce dinlenin.
Düşünün ki yoğun bir iş sonrasında eve geldiniz ve karnınız çok aç.( bu durum bir tüp midelinin asla karşı karşıya kalmaması gereken bir durumdur. Her 2 saatte bir kişi düzenli olarak besin tüketmelidir.) Bir tüp mideli olarak hiç açlık hissetmediniz ve bu yüzden gün içerisinde hiç besin tüketmediniz. Bu durumda kendinize alelacele bir yemek hazırlamanız, hem ayaktayken gereksiz besinleri atıştırmanıza, hem çok fazla açlık hissettiğiniz için kendinizi dinlemeden normalden fazla besin tüketmenize, hem de bütün gece uğraşmak zorunda kalacağınız bir mide şişkinliğine ve ağrısına sebep olacaktır. Ama bunun yerine bir on dakika dinlenir bu şekilde hazırlıklara başlarsanız, ağrılardan hemde gereksiz besinleri midenize doldurmaktan kurtulursunuz.
- Kendinize doğru soruları sorun.
Şu anda hissettiğim şey gerçekten bedensel bir açlık mı?
Acaba bir şeyler yemek mi bir şeyler içmek mi istiyorsunuz?
Kıtır kıtır bir şeyler mi yumuşak bir şeyler mi tüketmek istiyorsunuz?
Tatlı, tuzlu mu yoksa ekşi bir şeyler mi tüketmek istiyorsunuz?
Burada önemli olan cevabınızın çok iyi farkında olmanız ve tüketeceğiniz besinin planını da buna göre yapmanızdır. Önemli olan bu hisler geldiğinde bunlarla savaşabilecek altın çözümlerin kişinin geçmiş tecrubelerinde barındırıyor olmasıdır. Ya da hiç tecrube edemediyse bunu farkına varması ve bunun için araştırma halinde olmasıdır.
- Açık büfelerde yiyeceklerinizi önceden seçin.
Açık büfeler sadece tüp mideli insanlar için tehlike arz etmez. Bir çok insan için bu geçerlidir. Kişi açık büfede çok ciddi bir şekilde özdenetim kullanmak zorunda kalmaktadır. Burada altın kural öncelikle acık büfedeki tüm yiyeceklere göz atmaktır. Sonrasında tabağınızı alıp başka şeylere göz atmadan sadece size iyi gelecek yiyeceğe yönelmeniz, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
UNUTMAYIN.. Her davranış adım adım değişir ve değiştirebilmek minik dokunuşlar gerektirir.
Uzm. Klinik Psikolog & Bariatrik Psikolog
Merve PEHLİVAN
[/vc_column_text]