Besin alımı tüm canlıların yaşamını devam ettirebilmesi için birincil koşuldur. Tok olmak kişiler için sağlıklı olmak, enerjisi yerinde olmak ve kendini iyi hissetmek anlamına gelmektedir. Yalnız, beslenme yolu ve şekli bebeklerde fizyolojik ihtiyaçtan fazlasını ifade eder.
Yeni doğan bir bebeğin duygularını, düşüncelerini sözel veya davranışsal olarak ifade etmesi imkansızdır. Bu sebep ile beslenme aynı zamanda onun için insan ilişkilerinde ilk adımı atması, kendisini ifade etmesi, duygusal bağ kurması açısından önem taşır. Bu yaşlarda bebekler beslenme ile ilgili problem yaşarlarsa ileriki dönemlerde sadece fizyolojik değil aynı zamanda duygusal, ilişkisel, psikolojik problemlerde yaşayabilmektedir.
Bebeğin ilk 2- 6 aylık beslenme süresi ilerideki ilişkilerinin şekillenmesi açısından oldukça önemlidir. Bu dönemde annenin bebeğini emzirmesi anne ve çocuk arasındaki en önemli duygusal bağdır. Annenin bebekle olan yakınlığı, vücut dili özellikle de göz teması çocuğun duygusal gelişiminde önemli rol oynar. Hamilelik sonrası depresyon, emzirme döneminde çocukla göz temasının kurulmaması; bebeklerde yemeyi reddetme, ishal, kusma, kilo alımı problemleri olarak kendini gösterebilir. Bu durumda annenin bir uzmandan yardım alması çocuğu ile ilişkisini sağlıklı olarak şekillendirmesi açısından önemlidir.
Bebek ilk 6 ay ile 3 yaş arası ilk olarak anneden ayrılıp kendi bireyselliğinin farkına vardığı dönemdir. Bu dönemde anne bu mesajı almalıdır ve bebeğin bireyselleşme ihtiyacını pozitif yönde desteklemelidir. Aksi takdirde çocuk kendi varlığını yemeyi reddederek göstermeyi deneyebilir.
Bebeklikten çocukluğa geçildiği dönemlerde 2 ile 3 yaşlarında çocukların yemek yerken öksürmesi, boğazına bir şey takılması, yemek yedikten sonra hasta olduğu için vs kusması çocukta yeme fobisinin gelişmesine sebep olmaktadır. Aynı zamanda bu evrede çocuk katı besin tüketmeyi de reddedebilir. Bu durumda çocuk yemek yemesi için fazla zorlamamalıdır. Püre şeklinde besinler alarak yavaş yavaş tekrar katıya dönülmesi teşvik edilebilir. Eğer bu şekilde çözüme kavuşmuyorsa bir uzmandan yardım almak yararlı olacaktır.
Pika
Pika, bir kişide, yenemeyecek maddelerin sürekli olarak arzulanması şeklinde görülür. Arzulanan ve tüketilen maddeler kişinin yaşıyla değişir. Çocuklar; tutkal, hayvan dışkısı, kum, böcek, yaprak veya taş gibi maddeleri tüketirken, genç ve yetiksinler ise kil, çamaşır deterjanı ve toprak gibi maddelere yönelebilirler.
Pikada arzulanan maddeler, vitamin veya mineral yetersizliğinden kaynaklanabilir. Yalnız yiyecek olmayan maddelerin tüketimi, bağırsak duvarının hasar görmesi ve delinmesine, zehirlenme ve ölüme kadar varabilen ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir.
Bebeklerde Pika
Eğer çocuk en az 1 ay besleyici besinler dışındaki maddeleri; boya, silgi gibi; yiyorsa Pika teşhisi konulabilir. Karın ağrısı ve kansızlık en önemli belirtileridir. Alışkanlık haline gelirse bu davranışı değiştirmek oldukça zor olacağı için erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. Evde çocuğun yiyebileceği toksik maddelerin kaldırılması ya da atılması, çocuğun duygusal ihtiyaçlarına daha duyarlı hale gelinmesi önerilebilir.
Ruminasyon Bozukluğu
Genellikle 1 yaşına kadar görülür. Çocuğun en az 1 ay süreyle yediklerini yuttuktan sonra tekrar ağzına getirmesi, çiğnemesi ve tekrar yutması olarak tanımlanabilir. Bu duruma sebep olan herhangi bir fizyolojik rahatsızlık yoksa bilişsel gelişim bozukluklarından şüphe edilebilir.
Bebeklerde Yeme Bozukluğu Tedavisi
Bebeklerde oluşan yeme bozuklukları fizyolojik ve psikolojik destek alınmadığı takdirde ileride fizyolojik, duygusal ve sosyal problemlere yol açabilir. Bu tür bir problemin varlığı çocukta fark edildiği anda bir pediatri uzmanına ve çocuk psikoloğuna baş vurulması tedavi sürecini daha etkin hale getirecektir.
Uzm. Klinik Psikolog – Bariatrik Psikolog
Merve PEHLİVAN