Diye Kendine Soranlardan mısınız?
- Obezite tedavisinde anladık diyetisyen var ekibinizde..
- Ee anladık ameliyat asistanınızda var..
- Koordinatörünüz sağ olsun her işimizi çözer o da lazım..
- Peki hocam ‘PSİKOLOG NİYE VAR’ …
- Yoksaaaa…….. Psikolojimiz mi bozulacak ameliyattan sonra..
- Neden gerekli…
- Aaaaaa aaa diyetisyen bir psikoloğunuz ile görüşseniz daha iyi sonuç alırsınız dedi…….
- ‘Ne yani ben tek başıma başaramaz mıyım bu işi…….’
- ‘Altı üstü bir mide aldıracağız dedik 1 saat odada tuttu beni yok öyle mi böyle mi sorguladı durdu’
- Görüşmemiz çok uzun sürecek mi bakın ben vazgeçerim çok uzun konuşursanız..
- Ameliyattan beklentiniz ne derken?? Çok şey mi bekliyorum sizce?? Bu kadar fazla olmamalı mı???
- Şimdi ben ameliyat olucam evet karar verdim peki kaç kilo veririm?
- Sizce gerçekten verebilecek miyim?
- Ameliyattan sonra benim psikolojim bozuldu valla….
- ( ameliyattan çıktıktan sonraki ilk 5 dakika) Keşke olmasaydım….. Aaaaay çok ağrım var…
- Ben çok yiyorum bence evet ben kendime hakim olamıyorum..
- Bana günlük besin kaydınızı tutup gelmelisiniz ki gerçekten bir yeme bozukluğu mu başlamış anlayabilelim….
Kayıt tutulur ve koşarak gelir tekrar geri kaygı dolu hastamız..
- E ama siz burada sadece günlük besin ihtiyacınızı tüketmişsiniz abartılan hiçbir davranış yokki…
- Bende çok yiyorum sanmıştım çok korkmuştum…
Obezite tedavisinde genel anlamda da bilindiği gibi 4 ana yaklaşım öne çıkmaktadır. Bu yaklaşımlar:
- Cerrahi tedavi,
- Farmakoterapi
- Davranışçı tedavi
- Tıbbi beslenme (diyet) tedavisidir. Ayrıca,
- Egzersiz tedavisi de eklenebilir.
İlaç tedavisinide kapsama alanına alan birçok tedavi obezite hastalarına atlatmaları konusunda yardımcı olmaktadır. Fakat obezite tedavisi için unutulmaması gereken en önemli nokta nedenleri kadar karmaşık, geri dönüşlerin çok fazla yaşandığı ve zor olduğudur. Bireyler çeşitli yöntemler ile kilo alımını durdurabilmekte akabinde kilo vermeye de başlayabilmektedir. Tedavide hem hekimi hemde hastayı en çok zorlayan nokta ise kiloyu sabitlemeye çalışmaktır. Tedavilerin etkin olabilmesi için hasta dikkatli ve ilgili bir hasta olmalıdır. Obezite tedavisinde ise psikoloğun rolü işte tam burada başlamaktadır. Genel anlamda obeziteyi yenmek ve dönüşümünü engellemek adına davranışçı terapi ekolü kullanılmaktadır.
Davranışçı terapi:
Kilo alımına neden olan yeme ve spor yapma davranışlarını olumlu yönde değiştirmeyi ve bu davranışları pekiştirerek hayat tarzı haline getirmeyi amaçlayan bir tedavi şeklidir.
Hedef:
Kişiye problem davranışların temellerine dair iç görü kazandırmaktan çok bu davranışları değiştirebilmesi için beceriler öğretmektir.
Bilişsel davranışçı terapide hedef:
Yeme ve egzersiz yapma değişimleri ile birlikte, bilişsel yapılardaki değişikliklerdir. Kilo kaybı, kilo kaybının sürdürülmesi, beden imajı, kilo hedefleri ve birincil hedefleri kapsamaktadır.
Birincil hedefler:
Bireyin kilo kaybetmesi sonucu olarak ulaşmayı umduğu hedefler olarak tanımlanmakla birlikte özgüveni iyileştirmeyi ve sosyal hayatı geliştirmeyi de içermektedir.
Kendi kendini gözlemleme, uyaran kontrolü, alternatif davranış geliştirme, pekiştirme, kendi kendini ödüllendirme, bilişsel yeniden yapılandırma ve sosyal destek tedavi sürecinde uygulanan yöntemlerdir.
UNUTMAYIN!!
Kişinin kendiyle ilgili yanlış inançlarını düzeltebilirsek,
bu inançların meydana getirdiği abartılı yeme tepkilerini azaltabiliriz.
Uzm.Klinik Psikolog- Bariatrik Psikolog Merve PEHLİVAN