Kolesterol seviyeniz düşük olmasına rağmen çok mu şişmansınız? Bu feci bir “obezite virüsü” vakası olabilir. Daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır, ancak birçok kişinin bir çeşit viral enfeksiyondan dolayı aşırı kilolu oldukları da söylenebilir.
WebMD sitesine açıklama yapan Phd Nikil V. Dhurandhar, bu durumu şöyle açıklıyor: “İnsanların, şu anda bu konuda yapabilecek pek bir şeyimizin olmadığını bilmesi gerekiyor.” “İnsanlarda obeziteye neden olup olmadığını tam olarak bilmiyoruz. Ancak [virüs için] bilinen bir tedavi bulunmamakta ve bugün itibariyle bilinen bir aşı yok.” Dhurandhar, Detroit’teki Wayne State Üniversitesi’nde obezite araştırma başkanıdır.
PhD David B. Allison, WebMD sitesine yaptığı açıklamada şunları bildirmektedir: “Bu kanımca aşırı derecede önem arz eden bir buluştur.” “Bu araştırma çok yeni ve yaratıcı bir araştırma, ancak bilmekte fayda vardır ki birçok yaratıcı fikirler sonunda yanlış çıkmaktadır. Doğru olduğu ortaya çıkar ise, bu büyük bir atılım olacaktır. İnsan obezitesinin daha önce keşfedilmemiş bir nedeni açıklanmış olacaktır.” New York’taki Columbia Üniversitesi doktorlar ve cerrahlar Koleji’nde araştırmacı olan Allison çalışmaya dahil değildi.
Şüpheli obezite virüsü hakkında henüz yeteri kadar bilgi bulunmamaktadır. İsmi Adenovirüs 36, kısca Ad-36 olarak belirlenmiştir. 50 virüs ailesinin içinde bulunduğu kendine özgü bir virüs çeşitidir. Bu virüs ailesinin birkaç üyesi, yetişkin akciğer hastalığının ve pnömoninin yaklaşık %5’ine neden olur, ancak yerleşik bir tedavi yoktur. En yaygın iki adenovirüs formuna karşı geliştirilen bir aşı, şu anda sadece ordu tarafından eğitim üslerinde hastalık salgınlarını önlemek için kullanılmaktadır. Ayrıca, kan testleri piyasada mevcut değildir.
Dhurandhar, bir obezite virüsünün varlığının kanıtını ilk kez Hindistan’da ortaya çıkardı. Bombay’da Doktora Tezi üzerinde çalışırken, yavru kuşları öldüren bir tavuk adenovirüsünün keşfinden etkilendi. Kilo vermek yerine – ki viral bir hastalığın olağan seyri böyle gerçekleşir- hayvanlar, daha da kilo almaya başladılar. Obez hayvanlarda ve insanlarda beklenenin aksine, tavukların kanlarında düşük kolesterol ve yağ asiti seviyeleri vardı. Tavuk adenovirüslerinin insanları enfekte etmesi mümkün olmasa da, Bombay’de yaşayan vatandaşlarını tavuk virüsüyle enfekte olup olmadığını kanıtlamak için test ettiğinde, birçok insanın sonuçlarının pozitif olduğunu gözlemledi. Sonuçları pozitif olan insanların — ancak obez insanlarda değil — kanlarındaki kolestrol değerleri ve yağ asit değerleri düşüktü.
Dhurandhar, Madison’daki Wisconsin Üniversitesi’nde çalışmalarına devam etmek için ABD’ye geldi. Ancak büyük bir sorunla karşılaştı – ABD Tarım Bakanlığı, evcil kümes hayvanlarının büyük bir katili olan tavuk virüsünü, Hindistan’dan ithal etmesine izin vermeyi uygun görmedi. O dönemi, “Bu şerin içinde bir hayır vardı, çünkü bu durum bizi ABD’deki adenovirüs çeşitlerine odaklanmaya itti.” şeklinde açıklıyor. Dhurandhar ve meslektaşı Richard Atkinson, Ad-36’ya odaklanmayı seçtiler, çünkü daha önce kimse bu virüs türüne yakından odaklanmamıştı, bu durumu da “biraz mantık, biraz şans ama daha çok şans eseri oldu.” şeklinde açıklıyor.
Uluslararası Obezite Dergisi’nin son zamanlarda yayımlanan sayısında, Dhurandhar ve meslektaşları tavukları ve fareleri Ad-36 ile enfekte ettikleri deneylerin raporlarını paylaştılar. Hindistan’daki daha önceden elde ettikleri bulgularda olduğu gibi, enfekte hayvanların da çok kilo aldıklarını fark ettiler-ancak kan değerlerinde hala düşük kolestrol seviyesi ve yağ asiti değerleri vardı. Hayvanların yağ hücrelerinde çok fazla virüs tespit edilirken, kas hücrelerinde virüs gözlemlenmemişti. Bu durum, Dhurandhar’ın virüsün yağ hücrelerini enfekte ettiğini ve çoğalmasını sağladığını öne sürmesine yol açtı.
Allison ise, “Asıl soru insanlarda oluşup oluşmadığı idi, oluşuyorsa da ne kadar oluştuğu önemliydi,” şeklinde belirtti. “Bu hipotezi dikkatli bir şekilde test etmek için daha iyi çok çalışmaya ihtiyaç var.”
Dhurandhar, daha yeni, henüz yayınlanmamış bulguların daha da dramatik olduğunu belirtiyor. Dhurandhar ve meslektaşları 500’den fazla obez ve obez olmayan Amerikalıları test ettiklerinde 3 obez kişinin 1’inde (20 obez olmayan kişi arasında ise 1 kişide) virüsün izlerinin bulunduğunu fark ettiler. Enfeksiyon izi gözlemlenen obez insanların kan değerlerinde düşük kolestrol ve yağ asiti bulunmaktaydı, ancak enfeksiyon gözlemlenmeyen obez insanlarda bu değerler bulunmamaktaydı.
Dhurandhar, “doktorlar obeziteyi bir hastalık olarak kabul edebilir, bu da bu fikirin küçük bir kanıt olabilir.” diye belirtiyor. “Obezitenin cevabını kaçınarak bulamayız. Genetik nedenler, metabolik bulguların üstüne şimdi de bulaşıcı bir bulgu olabilir.”