Obezite için en etkin tedavi yöntemleri bariatrik ameliyat olarak ifade edilen cerrahi yöntemlerinin toplamıdır. Elbette ilk seçenekler mutlaka diyet ve egzersiz olmalı ve ameliyatlar son çare olarak düşünülmelidir. Bariatrik cerrahi yöntemleri genel olarak obezite hastaları için ciddi kilo kaybı yaşatmakta ve buna bağlı olarak obezite ile beraber görülen sağlık sorunlarında ciddi bir iyileşme sağlamaktadır. Bunun yanı sıra özellikle obezite kaynaklı diyabet sorunu olan hastalarda kilo kaybının kan şekeri değerleri üzerinde normalize edici bir etkisi olur ve ameliyat edilmiş hastaların, aynı kilodaki kontrol grubuyla karşılaştırıldığında yalnızca küçük bir bölümünde yeni diyabet vakası teşhis edilir. Bariatrik operasyon ardındankilo kaybı vakaların %50’sinde lipid değerlerin normalize olması, uyku apnesi kürü, antihipertansif maddelere ve astım ilaçlarına ihtiyaçta azalma ve ruh halinde düzelmeler görülmektedir. Özellikle de genç kadınlarda kilo kaybı sonucunda doğurganlık artmaktadır.
Kimlere Bariatrik Ameliyat Uygulanır?
Bariatrik operasyonlar her obezite hastasına uygulanmaz. Obezite süresi en az 5 sene olmalıdır. Hastanın yaşı en az 20 en fazla 60 olmalıdır. Elbette bu sayılar hastanın durumuna, hastalığına ve tıbbi öyküsüne göre esnetebilir. Bundan dolayı da en kesin kararı doktor verecektir. Ancak genel olarak bir fikir oluşması için bu bilgilerin edinilmesi sağlıklı olacaktır. BMI 40 kg/m2 üstünde olmalıdır. Ancak BMI yani vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan kişilerde de obezite kaynaklı sağlık sorunları görülüyorsa bu aşamada ameliyat için uygun olabilir. Obezite sadece şiddetli diyabet ya da birden fazla ilgili hastalık ile bağlantılı ise ameliyat ayrıca BMI 35–40 kg/m2arasındaki hastalar için de düşünülebilir. Operasyonlardan önce profesyonel, konvansiyonel obezite tedavileri uygulanması gerekebilir. (genellikle bir kilo yönetimi grubunda en az 10 seans) ve bu yöntemlerin etkili olmadığından emin olunmalıdır.
Mide Küçültme Ameliyatları Kimlere Uygulanır?
Mide küçültme ameliyatı herkese uygulanabilen bir ameliyat değildir. Vücut kitle indeksinin kırk ve üzerinde olması ile beraber yağ kütlesinin de yüzde 30 ve üzerinde olması gerekmektedir. Bunun dışında vücut kitle indeksi 35 ve üzeri olan ancak obezite ile beraber yandaş ciddi bir sağlık sorunu olan kişilere de mide ameliyatı uygulanabilir. Bu hastalıklar; kilo ile beraber görülen şeker hastalığı, hipertansiyon yani yüksek tansiyon, akciğer sorunları gibi. Vücut kitle indeksi 30 olması ile beraber Tip 2 diyabeti olan ama tedavilerle düzelmeyen hastalar da uzmanların onayı ile mide ameliyatı olabilmektedir. Bunun dışındaki hastalar mide küçültme ameliyatına uygun değildir. Kısıtlayıcı operasyonların besin alımında azalmaya ve öğünden sonra doygunlukta artmayı sağlamaktadır. Ancak emilimi azaltıcı ameliyatların kalori, protein ve diğer besinlerin emilimini azaltarak etki göstermektedir. Günümüzde en sık uygulanan iki cerrahi işlem sleeve gastrektomi ve gastrikbypass olarak karşımıza çıkmaktadır. Sleeve gastrektomi kısıtlayıcı bir operasyondur. Ancak gastrik bypass kısıtlayıcı olmakla beraber emilim azaltıcı da bir uygulamadır.
Tüp Mide Ameliyatı Nedir?
Tüp mide ameliyatının tıp literatüründeki ismi sleeve gastrektomi olarak geçer. Ameliyat esnasında midenin sol bölümü çıkarılmaktadır. Operasyon genel anestezi altında yapılmakla beraber laparoskopik yöntemlerle tamamlanmaktadır. Mide sol yan bölümü aşağıdan yukarıya fundusa doğru serbestleştirilmesi işlemi tamamlanır. Bu aşamadan sonra ise stapler adı verilen otomatik zımba makineleri aracılığı ile dikilme ve ardından kesilme işlemi tamamlanır. Daha sonra hastada kalan mide kısmı ikinci bir dikişle dikilir ve işlem bitirilir. Bu ameliyatın kilo kaybı sağlamasındaki esas unsur; mide hacminin azaltılması ile kısıtlayıcı bir etki sağlamasıdır. Yani; normal mide hacmi 1.5-2 litre iken tüp mide ameliyatından sonra bu oran 150-200 ml olmaktadır. Bu sayede hasta daha az yemek yemek durumundadır. Bu etkinin dışında ise açlık hormonu olarak ifade edilen ghrelin isimli bir hormon en çok midenin fundus adı verilen kısmından salındığından, ghrelin düzeylerindeki azalma hastada açlık hissinde azalmaya yol açar. Tüp mide ameliyatı, midenin yaklaşık olarak yüzde seksenlik kısmının çıkarılmasıdır. Tüp mide ameliyatından sonra mideye tüp şekli verildiği için bu ismi almıştır. Geri dönüşü olmayan bir işlemdir. 1,3 cm genişliğinde kesiler açılır. Daha sonra bu kesilerden, ucunda kamera bulunan özel cerrahi araçlarla girilir ve gerekli işlemler tamamlanır. Tüp mide ameliyatı sayesinde midede açlık hissiyatı verilen “ghrelin” hormonu üreten bölüm tamamen alınır. Bir diğer yaygın şekilde uygulanan operasyon ise gastrik bypass olmaktadır. Bu operasyon genel olarak aşırı karbonhidrat tüketen ve sürekli yemek yeme alışkanlığına sahip hastalar için ideal olarak kabul edilir. Bu ameliyat da tüp mide ameliyatında olduğu gibi kapalı yani laparoskopik yöntemle uygulanmaktadır. Gastrik bypass ameliyatında midenin bir bölümü ayrılır. Direkt olarak ince bağırsağa bağlanır. Tüp mide ameliyatından farklı olarak midenin tamamı çıkarılması söz konusu değildir. Yalnızca bu alan kullanım dışı bırakılır.