Birden fazla rahatsızlığın kaynağı haline gelen şeker hastalığının kontrol altına alınması elzemdir. Aksi halde, kişinin organlarının tahrip olması ve sonucunda da ölümcül hadiselerin yaşanması mümkündür. Bu nedenle, kişilerin gizli şeker evresinden itibaren tedavi altına alınmaları, şeker hastalığının önlenmesi için gereklidir. Ancak sinsi hastalığın belirtilerinin hastalığın ileriki safhalarında daha net ortaya çıkması, tedaviden kalıcı sonuçların alınmasını zora sokabiliyor. Yine de kişi, yakalandığı diyabet hastalığının kontrol altında alınmasını sağlamak suretiyle, hayatını koruyabilir.
Nasıl bir tedavi uygulanıyor?
En önemli tedavi yöntemi, kişinin beslenme rejimini değiştirmesini kapsıyor. Kişi, eski alışkanlıklarını terk etmekte zorluk yaşayabilir. Ancak, eski tip beslenme alışkanlıklarının kan şekeri düzeni bozması nedeniyle hastalığın ilerlemesi ve vücuda zarar vermesi devam edebilir. Bundan dolayı, doktor ve diyetisyen tarafından hazırlanan beslenme modeline uymak oldukça önemlidir. Bu sayede, kan şekeri düzeyi dengede tutulabilir ve kişi, rahatsızlığın pençesinden kurtulabilir.
Nasıl bir beslenme profiline ihtiyaç var?
Kan şekerini doğrudan etkileyen besinler, karbonhidrat ağırlıklı olanlardır. Bu nedenle kişinin karbonhidrat alımına dikkat etmesi lazımdır. İşlenmiş gıdalardan uzak durulması ve daha doğal bir beslenme modelinin uygulanması tercih edilmelidir. Lifli ve tahıllı gıdaların seçimi, kan şekerinin dengede tutulması açısından idealdir. Kişi, beslenme alışkanlıklarını değiştirme esnasında psikolojik destek de alabilir. Böylece, değişime daha kısa sürede adapte olabilir. Kendisini kontrol edebilir ve diyet listesine uyma konusunda titizlik gösterebilir.
Fiziksel aktivite planı hazırlanması gerekiyor
Şeker hastaları için egzersiz planı da yapılması lazımdır. Böylece kişi, kaliteli bir hayat tarzına sahip olabilir. Doğa yürüyüş yapma, bisiklete binme, yüzme veya kişinin durumuna göre herhangi bir egzersiz modeli seçilebilir. Aşırı hareketsiz yaşam modeli, kandaki şeker düzeyinin artmasına neden olur. Egzersiz ise, kandaki şekerin hücrelere ulaşmasına ve insülin duyarlılığının artmasına yardım eder. böylece kişinin daha dengeli bir hayatı olabilir. Egzersiz, ağır ve yorucu olmamalıdır. Bu yönde deneyimi olmayan kişilerin ufak çaplı egzersizler yaparak işe başlamaları önemlidir.
Beslenme ve fiziksel aktiviteden sonra, doktor kontrollerine önem verilmesi icap ediyor. Rutin şekilde yapılacak diyabet tahlilleriyle beraber, genel kontrollerin yapılması lazımdır. Böylece, şekerden dolayı ortaya çıkan veya çıkabilecek rahatsızlıklara önceden müdahale edilebilir. Gözler, ayaklar, böbrek ve kalp gibi kısımların kontrolü aksatılmamalıdır. Ayaklarda beliren yaralar ve bu yaraların iyileşmemesi gibi durumlarda mutlaka doktora gidilmesi zarurettir.
Sonuç olarak şunu ifade edebiliriz. Şeker hastalığı, ciddi bir rahatsızlıktır. Beslenme alışkanlıklarını değiştirmek ve egzersizi, gündelik hayatın bir parçası haline getirmek gerekiyor. Böylece, rahatsızlığın yaratacağı tahribatın önüne geçilebilir. Tedavi için uygulanması gerekenlerin yapılmaması ise, hastalığın ilerlemesi, vücudun güçsüz ve mecalsiz hale gelmesi demektir.