Toplumda, şeker hastalığıyla ilgili birtakım yanlış algılar var. Bu algılar, hastalığın hafife alınmasına neden oluyor ve kişinin hayatını olumsuz etkileyebiliyor. Öncelikle şunun bilinmesi şarttır. Şeker hastalığı, hafife alınabilecek bir rahatsızlık değildir. Birden fazla hastalığın nedeni, şeker rahatsızlığıdır. Bu hastalığın iyice ilerlemesi halinde, vücudun çeşitli fonksiyonlarında bozulmalar meydana gelebilir.
Şeker hastalığı kanserden daha fazla ölüme neden oluyor
Bugün, kanser denilince insanlar daha tedirgin oluyor. Şeker hastalığı için aynı tedirginlik ve algı söz konusu değildir. Halbuki şeker de, kanser gibi riskli bir hastalıktır. Kanser nasıl sinsi bir şekilde ilerleyip, hücrelerin tahrip olmasına neden oluyorsa, şeker hastalığı da sinsi şekilde ilerleyip, kişinin damarlarına ve hücrelerinin çalışamaz duruma gelmesine neden oluyor. Bunların nihayetinde ise, bazı organların vazifesini yerine getirememesine ve en nihayetinde ölümlerin gerçekleşmesi söz konusu olabiliyor.
Şeker hastalığına yakalanma riski, kansere yakalanma riskinden çok daha fazladır. Bu nedenle ölümlerin pek çoğu şeker hastalığından kaynaklıdır. Şeker hastalığı olan bir kişinin damarlarının tıkanmaya başlamasıyla kalp ve damar rahatsızlıkları baş gösterir. Böbrek yetmezliği, kan basıncında artmalar, gözlerde bozulma, yürüme zorlukları ve daha farklı şekilde tezahür edecek problemlerle kişinin hayatı olumsuz etkilenebilir.
Şeker hastalığı kilolu kişilerin rahatsızlığıdır
Şeker hastalığıyla ilgili yanlış algılar içerisinde kilolu kişilere has bir rahatsızlık olduğu kanaati yer alıyor. Bu algı kesinlikle doğru değildir. tip 1 diyabet, gençlerde de görülebiliyor, zayıf kişilerde de… Genetik sebepler ve birtakım değişik nedenler tip 1 diyabete neden olabilir. Tip 2 diyabet, yaşlı hastalığı olmaktan da çıktı. Artık, genç yaşlı denemeden herkesin tip 2 diyabetle karşı karşıya kaldığını söylemek gerekiyor.
Kilolu insanların daha fazla risk altında olduğunu söylemek doğrudur. Çünkü fazla kilolar, insülin direncinin artmasına neden olabiliyor. Sürekli çalışmak durumunda kalan pankreasın yorulması, ürettiği insüline karşı direncin gelişimi ve bazı değişik faktörler, kilolu kişilerde kan şekerini yükseltebiliyor. Sonucunda ise, değişik rahatsızlıklar ortaya çıkıyor.
Zayıf insanlar da risk altındadır
Zayıf insanlarda da şeker hastalığına yakalanma riski vardır. Dengesiz beslenme ve yaşam alışkanlıkları, şeker hastalığına yakalanma riskini artırabiliyor. Hareketsiz yaşam, işlenmiş gıdalarla beslenme, sigara ve alkol gibi hususlar şeker hastalığını tetikleyebiliyor. Ailesinde şeker hastası olanlar için risk daha fazladır. Bu nedenle, genetik anlamda şeker hastalığına yatkın kişilerin beslenme alışkanlıklarına daha fazla dikkat etmeleri icap ediyor.
Aşırı kilolu kişilerin şeker hastalığına yakalanmalarından sonra kilo vermeleri söz konusu olabilir. Bunun tersi de söz konusu olabilir. Şeker hastaları, aşırı iştahlı hale de gelebilirler ve bu nedenle kilo almaya da yatkınlık kazanabilirler. Ancak dengesiz beslenmenin kandaki şeker oranını olumsuz etkilemesi kişinin beslenme alışkanlığını değiştirmeye zorlar. Diyetle, kan şekerini dengeleyici ve kilo formunu koruyucu bir beslenme grafiği uygulanır.