Şeker hastalığı üzerine yağılan birçok araştırma ve inceleme var. Bunlardan birisi de, depresyon ve şeker hastalığı ilişkisine dairdir. Buna göre, şeker hastalığıyla beraber depresyon riski artıyor. Nedeni ise, kişide belirmeye başlayan birtakım rahatsızlıklar. Kişi, rahatsızlıklarla ilgili kendisini çaresiz hissetmesi halinde depresyona kapı aralayabiliyor. Ancak şeker hastalığıyla mücadeleden alınan iyi sonuçlar, kişilerin mutlu olmalarına ve hastalığın etkilerinin kırılmasına olanak sağlıyor.
Neden depresyon tetikleniyor?
Şeker hastalığı basit bir hastalık değildir. Birçok kişide görülmesinden dolayı hastalığın küçümsenmesi gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Hastalığın ilk dönemleri için çok rahatsız edici bir durum söz konusu değildir. Ancak kişi, kendisine dikkat etmediği halde hastalığın ilerlemesine davetiye çıkarabilir. Böyle bir durumda ise, vücuttaki belirtilerinin ve hayatı kısıtlamasının verdiği rahatsızlık hissedilebiliyor. İşte bu süreç içerisinde kişinin depresif hal içerisine girmesi mümkündür.
Ters bir durum da söz konusudur. Kişi, hastalığı ilk öğrendiği andan itibaren ruhsal bir çöküntü içerisine girebilir. Bunun psikolojik birtakım nedenleri var. Kişinin kendisine hastalığı yakıştıramaması ve hasta olmayı kabul edemeyişi önemli etkenlerdir. Böyle bir durumda kişi, hastalığı inkar sürecine geçebilir. Dolayısıyla, her zamanki yaşamına devam edebilir. Bu durum oldukça tehlikelidir. Hastalıkla mücadeleyi erteletir ve hastalığın ilerlemesi söz konusu olabilir. Gizli depresyon hali, hastalıktan kaçmak için mutlu bir imaj görüntüsünün çizilmesi yolunu tercih ettirir.
Ne yapılması icap ediyor?
Hastalığın ilk gününden itibaren gerekenlerin yapılması için moral depolanması lazımdır. Kişi, hastalığı aşmak ve etkilerini en aza indirmek için doktor tarafından verilen tavsiyelere uymak zorundadır. Böylece, kendisini daha iyi hissedeceği ve hastalığın belirtilerinin günden güne azalacağı bir süreç söz konusu olabilir. Bu da, kişinin kendisini daha iyi ve huzurlu hissetmesini sağlayabilir. kaydedilen başarılı merhale nedeniyle hastalığın olumsuz etkilerinden sıyrılmak mümkün hale gelebilir. Böyle bir durum kişiye moral verir ve depresyonun yıkıcı etkisinden kırılabilir.
Depresyonu önlemek ve hastalığın iyileşmesini sağlamak için egzersiz önemlidir. Bu egzersizler, yıkıcı ve zorlayıcı olmaması gerekiyor. yürüyüş ve hafif tempolu koşma gibi egzersizlerin tercih edilmesi lazımdır. Kişideki kan hareketini ve oksijen oranını olumlu etkileyecek doğa yürüyüşleri sayesinde beyin kimyası da pozitif yönde etkilenebilir. Daha iyi düşünme, duygu üretme süreçleri başlar. Hastalığın iyileşmesi söz konusu olabilir.
Kişinin kullanması halinde sigara ve alkol gibi etkenlerden uzak durması lazımdır. Bunlar, hastalığın ilerlemesi ve depresyonu tetiklemesi nedeniyle zararlıdır. Çalışma hayatındaki tempo da önemlidir. Çok fazla stres altında kalınması hastalığı tetikler. Dolayısıyla çalışma hayatındaki zorlayıcı durumlara karşı tedbir alınması lazımdır. Aşırı stres üreten nedenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor. Böylelikle hastalıkla mücadele etmek kolaylaşabilir. Depresyonu tetikleyici unsurlar minimize edilebilir. Sonuç olarak hastalığın semptomları ortadan kısmen veya tamamen kalkacak bir duruma gelebilir.