By – pass genel olarak; “ normal ileti yolu üstündeki bir bölümün (oraya uğramadan) geçilerek devamlılığını sağlaması” anlamına gelmektedir.
Morbid obezite, vücut kitle indeksinin 40’ın üstünde olması, günümüzün en yaygın ölümcül hastalıklarından biridir. Obezite cerrahisi, günümüzde birçok yöntemle uygulanabilir ve hepsi de oldukça başarılı şekilde uygulanmaktadır.
Mide by-pass’ı nedir?
Obezite cerrahisi “mide by-pass’ yöntemini de kapsar. Bu yöntem; midenin küçültülmesine ilave şekilde ince bağırsağın en az 1 metrelik en üstteki (mideye yakın) bölümünün cerrahi teknikle atlanarak devre dışı bırakılması olarak ifade edilir. Bu şekilde mide küçültmenin gıda alınımını kısıtlayıcı etkisi ile beraber alınan gıdaların emiliminde de azalma elde edilir. Bu durumda da fazla kilo verdirici bir etki elde edilmiş olur. Bununla beraber Aatlanarak devre dışı bırakılan ince bağırsak bazı hormonal etkiler yaratarak tip II şeker hastalığının tedavisine de ek ve “artı” bir fayda oluşturur.
Mide by-pass’ı ameliyatı (Gastric by-pass) nedir?
Besin alınımını kısıtlayıcı ve alınan gıdaların emilimini bozucu etkisi ile bilinen, morbid obezite tedavisinde uzun bir süreç “altın standart” olarak kabul edilir. Kapalı yöntem olan yani laparoskopik uygulanan bir girişimdir. Tıpta “Roux-en-Y gastric by-pass” olarak ifade edilmiştir. “Tüp mide” operasyonlarının git gide yaygınlaştığı günümüzde ise, özellikle komplike olmayan primer morbid obezitenin tedavisinde mide by-pass’ı uygulanma yaygınlığı azalmaktadır. Mide by-pass’ı 2 saatte tamamlanabilen bir ameliyattır. Hastalar 2-3 gün içinde taburcu olabilirler.
Mide by-pass’ı ameliyatının cerrahi tekniği
Mide by-pass’ı operasyonlarında uygulanan cerrahi yöntem: İlk olarak mide; yutma borusu ile birleştiği en üst alandan yutma borusu tarafında ufak bir mide bölümü(tüm midenin % 5-10’u) bırakılacak şekilde kapatılıp kesilerek ayrılır. Bu operasyonda midenin herhangi bir bölümü “tüp mide” operasyonun tersine çıkartılmaz ve yerinde bırakılır. İkinci nokta ise by-pass aşamasıdır. Bu aşamada ilk olarak ince bağırsak belli uzaklıktan enine olarak kesilip her iki ucu kapatılarak ayrılır. Bu iki uçtan aşağıda olanı yukarı çekilir ve ardından yutma borusu tarafında kalan ufak mide parçasına özel çeşitli yöntemlerle ağızlaştırılarak birleştirilir. Son aşamada ise kesilmiş olan ince bağırsağın üst ucu belli bir uzaklıkta tekrar ince bağırsağa birleştirilerek ağızlaştırılır ve sindirim sisteminin bütünlüğü bu şekilde yeniden elde edilir. Bu yöntem sayesinde midenin neredeyse % 95’lik bölümü , on iki parmak bağırsağı ve ince bağırsağın ilk 1 metrelik üst kısmı devre dışı bırakılmış yani tıbbi anlamda “by-pass” yapılmış olur. Bu operasyonu geçiren bir hasta; yemek yediği zaman gıdalar yutma borusu içinden midenin ufacık kalmış kısmına geçtiklerinde çok kısa süre içinde, hatta derhal doygunluk hissi duyar. Bunun sebebi ise açlık hissi oluşumu ve yemek yeme arzusu ile ilgili en önemli uyaranları arasında ilk olarak midenin boş ve gerilimsiz olması gelmektedir.
Mide by-pass’ın dezavantajları nelerdir?
Bu yöntemin en büyük dezavantajlarından biri; az bir olasılık da olsa uzun yıllar sonra yeniden ciddi kilo alınması söz konusu olabilir. Ancak bu durumda yeni bir şişmanlık ameliyatının yapılmasının teknik açıdan neredeyse söz konusu değildir. Bunun dışında by-pass’lanan ve yerinde bırakılan mideye standart endoskopi yapılması da söz konusu olmaz. Emilim bozukluğu sebebi ile daha yakın takip ve çeşitli ek mineral ve vitaminlerin ömür boyu alınmasını gerektirmesi gibi de dezavantajları mevcuttur. Bütün bu dezavantajları sonucunda birincil morbid obezite olgularında yerini “tüp mide” ameliyatına bırakan “Roux-en-Y gastrik by-pass” ; çeşitli komplike olguların tedavisinde ve özellikle re-do yani yeniden (ikinci) ameliyat durumlarında halen geçerliliğini muhafaza eder.