İçinde bulunduğumuz çağda, en tehlikeli olduğu düşünülen ve görülen hastalık obezite, başka bir tabirle tedavi gerektiren şişmanlıktır. Obezite, diğer pek çok hastalıktan çok daha tehlikelidir. Zira şişmanlık başlı başına kişinin yaşam kalitesini düşüren, hareket kabiliyetini kısıtlayan ve ömrünü kısaltan bir hastalıktır. Bunun yanında ve belki de bundan daha da önemlisi kalp, damar, böbrek, ciğer gibi iç organlar obeziteden olumsuz etkilenmekte, diyabet, yüksek tansiyon, kolesterol gibi rahatsızlıklar obezite ile birlikte artmaktadır. Bu bakımdan tüm vücut sağlığını olumsuz etkileyen obeziteye hiç yakalanmamak için öncelikle sağlıklı beslenme ve hareketli bir yaşam alışkanlıkları kazanmak gerekir. Herkes kendisi için ideal olan kiloyu az, çok bilir. Bu kilonun biraz üzerine çıkmaya başladığını hisseden kişinin hemen beslenmesine dikkat etmesi, günlük yürüyüş ve egzersiz yapmaya özen göstermelidir. Ancak kişisel önlemlerle kilosunu kontrol edemediğini fark eden kişi, vakit kaybetmeden doktora başvurmalı ve tedaviye başlamalıdır. Zira ileri obezite vakalarında diyet, ilaç kullanımı, egzersiz gibi önlemler yeterli olmamakta ve cerrahiye başvurmak gerekmektedir. Obezite cerrahisinde pek çok farklı teknik kullanılmakta ve hastayı daha sağlıklı ve dinç hale getirmek, geri kalan yaşamın kalitesini artırmak hedeflenmektedir. İşte bu bağlamda uygulanan tedavi yöntemlerinden birisi de tüp mide ameliyatıdır.
Tüp mide ameliyatı kimlere uygulanır?
Tüp mide ameliyatının uygulanabilmesi için öncelikle hastanın 18 yaşından büyük olması, hatta bazı uzmanlara göre 21 yaşından büyük olması ve vücut kitle indeksinin 35’in üzerinde olması gerekir. Kişinin kilosunun boyuna göre oranını ifade eden vücut kitle indeksinin 35’in üzerinde hesaplanması kişinin obez olduğunu, bu değerin 40’ın üzerinde olması da morbid obez olduğunu gösterir. Bunlara ek olarak da tüp mide ameliyatı için obez teşhisi konan hastanın, uzman eşliğinde diyet, düzenli spor ve birtakım ilaç tedavileri gibi yolları denemiş olması şartı aranır. Bu şartların tamamını karşılayan hastanın son olarak bu hastalık ve tüp mide ameliyatı konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Pek çok obezite hastası televizyondan, internetten öğrendikleri dolayısıyla tüp mide ameliyatının bu rahatsızlığı anında bitireceğine inanmakta. Zira tüp mide ameliyatı sayesinde 20-30 ve daha fazla kilo verdiğini anlatan çok sayıda kişi var. Ancak unutulmamalıdır ki, tüm cerrahi operasyonlar gibi tüp mide ameliyatının da hastaya sağlayacağı faydalar hastanın ameliyat sonrasında uyacağı önerilere bağlıdır. Zira tüp mide ameliyatı kişiyi anında fit ve sağlıklı bir görüntüye ulaştıracak sihirli bir değnek değildir.
Tüp mide ameliyatı nasıl uygulanır?
Tüp mide ameliyatı laparoskopik olarak (kapalı ameliyat) gerçekleştirilmektedir. Bu ameliyatta trokar isimli kalem inceliğinde bir cihazla vücutta işlem yapılacak alana girilir. Burada yarım santimetre uzunluğunda 6 tane kesi açılır, işlem bu minik kesilerden gerçekleştirilir. Obezite dolayısıyla çok genişlemiş olan mide geniş olan kısmı kesilerek çıkarılır, mideye bir muz görüntüsü verilir. Bu ameliyatta midenin içine bir tüp yerleştirilir ve bu sayede midenin bu hacmini, görüntüsünü koruması sağlanır. Büyüyen midenin yaklaşık olarak % 85’i kesilip çıkarıldığı için kişinin yeme kapasitesi, iştahı da azalır. Ameliyat laparoskopik olarak gerçekleştirildiği için ameliyat sonrasında yara izleri ya da acısı da açık ameliyatlardaki gibi fazla olmamaktadır.
Tüp mide ameliyatı sonrasında hasta nelere dikkat etmelidir?
Tüp mide ameliyatı, obez hastanın daha basit diğer tedavilerle kilo kontrolünü sağlayamadığı durumlarda kullanılmaktadır. Ancak bu ameliyat da kişinin anında fit bir görüntüye kavuşmasını sağlamayacaktır. Bu bağlamda asıl iş, ameliyat sonrasında beslenme ve yaşam alışkanlıklarının doktor önerileri doğrultusunda düzenlenebilmesindedir. Bu ameliyatın başarılı olabilmesinin temel sırrı, hastanın küçülmüş yeni midesine doğru davranmasındadır. Bu ameliyat sonrasında hastanın sıvı alımında sorun yaşanmazken, katı besinleri kontrollü tüketmesi gerekir. Zira hasta ameliyatın 4-5 saat sonrasında su içmeye başlayabilir. Bu ameliyat hastanın midesinin hacmini küçülttüğü için hastanın porsiyonlarını ameliyat öncesine göre yarı yarıya belki de daha fazla küçültmesi gerekir. Ancak burada asıl amaç kilo vermek, daha sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak olduğuna göre hastanın sadece porsiyonları küçültmesi yetmez, aynı zamanda kalori miktarını da azaltması gerekir. Aksi halde küçük porsiyonlar halinde tüketilen kalorili besinler hastanın kilo alma sürecini devam ettirecektir. İşte ameliyat öncesinde hastanın bilinçlendirilmesi tam da bu yüzden gereklidir. Hasta ameliyattan sonra ne kadar hızlı ve ne kadar kolay kilo verebileceğinin kendisi belirlemektedir. Bu bağlamda hasta hem bol sıvı almalı hem katı besinleri sınırlı miktarda tüketmeli hem kalorisi düşük besinlere yönelmeli hem de her gün düzenli olarak spor, egzersiz yapmalıdır. Zira asıl amaç kilo vermektir ve kilo vermeyi hızlandırmanın daha doğrusu sağlıklı bir şekilde kilo vermenin yolu da düzenli egzersizden geçmektedir.