Tansiyon, diyabet, obezite, karaciğer yağlanması, uyku apnesi ve kan yağları yüksekliği gibi hastalıkların birbirini tetikleyerek birlikte gelişim gösterdikleri rahatsızlıklar bütününe metabolik sendrom adı verilmektedir. Metabolik sendrom bireylerde insülin direncinin oluşmasıyla meydana gelmeye başlar. Ölümle sonuçlanabilen metabolik sendrom, özellikle büyük şehirlerdeki modern yaşam koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Karın bölgesinde yağ birikmesiyle özellikle kadınlarda kendini gösteren abdominal obezite, pankreasın yeterli insülin üretmemesiyle ortaya çıkan glukoz intoleransı, kanda gereğinden fazla kan yağı bulunmasıyla meydana gelen kolesterol metabolik sendromun temelini atmaktadır. Bunlarla birlikte atardamar basıncının çok yüksek olması yani hipertansiyon, yağlı maddelerin koroner arter damarını tıkaması dolayısıyla kalbe giden kanın miktarının azalması gibi sistemik sorunların birbirlerini tetiklemesi metabolik sendroma sebep olmaktadır. Tüm bunlardan yola çıkılarak metabolik sendromun, kalp ve damar hastalıklarının neredeyse tamamını içeren kardiyovasküler hastalıklardan oluştuğunu söylemek mümkündür.
Metabolik sendromun sebepleri nelerdir?
Metabolik sendrom birbirine bağlı birkaç hastalığın birleşmesinden, birbirlerini tetiklemesinden meydana gelmektedir. Ancak ilk olarak ortaya çıkış sebebinin kişide oluşan insülin direnci olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte genetik yatkınlıklar, düzensiz, dengesiz, sağlıksız beslenme, modern yaşam koşullarının direttiği hareketsiz iş ve sosyal hayatın da metabolik sendroma yol açtığı bilinen bir gerçektir. Zira tüketebileceğinden daha fazla enerjinin vücuda alınması kişide orantısız kilo alımına, obeziteye yol açmakta ve obezitede metabolik sendromun temel sebeplerinde birini oluşturmaktadır. Ayrıca sigara içen, normalden daha düşük bir kiloda doğmuş olan, bu hastalıklara genetik olarak yatkınlığı bulunan kişilerin ilerleyen yaşlarda bu sorunu yaşama riskleri daha yüksektir.
Metabolik sendromun genel özellikleri
• Metabolik sendrom, sağlıksız ve düzensiz beslenme ve yaşam şartlarından ileri gelmektedir.
• Yaş ilerledikçe metabolik sendrom riski de aynı oranda artar.
• Metabolik sendrom kadınlarda daha sık görülür.
• Metabolik sendromlu hastaların kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riski yüksektir.
• Metabolik sendromlu hastaların yaşam kalitesi düşer ve süresi kısalır.
• Şeker hastalığı ve yüksek tansiyon metaboliksendromun olumsuz etkilerini hızla artırır.
• 40 yaşın altındaki metabolik sendromlu kadınlar; adet düzensizliği, normal dışı kıllanma ve kısırlık gibi sorunlar yaşarlar.
• Metabolik sendromlu hastalarda karaciğer, böbrek, kalp ve beyin gibi yaşamsal organların fonksiyonları bozulur.
• Metabolik sendrom erken teşhis edilmez ve zamanında tedaviye başlanmazsa çok hızlı ilerleyen bir hastalıktır.
Metabolik sendrom ve yaş ilişkisi
Yaşın ilerlemesi tek başına metabolik sendrom için sebep değildir. Ancak kalp, damar hastalıkları, diyabet ve şeker gibi sorunları olan kişilerin ileriki yaşlarda metabolik sendromayakalanmaları daha olasıdır. Zira yapılan araştırmalar 20 yaşın altındaki bireylerde metabolik sendrom görülme oranının yaklaşık % 25 civarındayken, 20’li yaşların ardından bu oranın hızla arttığını göstermektedir. Yaş ilerledikçe metabolizmanın çalışma hızı da yavaşladığından, obezite, diyabet gibi hastalıkların ortaya çıkması, kilonun artması da kolaylaşmaktadır.
Metabolik sendrom ve cinsiyet ilişkisi
Metabolik sendromun temel sebeplerinden birisinin abdominalobezite olduğu düşünüldüğünde hastalığın görülme sıklığının cinsiyetlere göre farklılık göstermesi de normaldir. Zira abdominal obezite, bel çevresinde aşırı yağlanma kaynaklı olarak ortaya çıkmakta ve bu durum kadınlarda daha sık görülmektedir. Bu bakımdan metabolik sendromun kadınlarda erkeklere oranla neredeyse iki kat daha fazla rastlandığı söylenebilir. Türkiye’de yapılan bir araştırma sonucuna göre 40 yaş üstü kadınların yaklaşık % 70’inde, erkeklerinse yaklaşık % 45’inde metabolik sendrom görülmektedir.
Metabolik sendrom tanısı nasıl konulur?
Obezite, diyabet, tansiyon, kolesterol gibi şikayetlerle doktora başvuran kişilere yapılan test ve tahlillerin sonuçlarına göre metabolik sendromun varlığına karar verilir. Ancak bunun için abdominal obezite, trigliseridin yüksek olması, iyi huylu kolesterol düşüklüğü, kan şekeri ve kan basıncının düşüklüğü gibi rahatsızlıkların en az 3 tanesinin tespit edilmiş olması gerekir. Ayrıca metabolik sendrom teşhisi konabilmesi için bahsi geçen bu 3 sorundan birisinin mutlaka abdominal obezite olması şart aranır.
Metabolik sendrom nasıl tedavi edilir?
Metabolik sendrom tek başına bir hastalık değil, aksine en az 3 tane hastalığın birleşiminden oluşan sistemik bir sağlık sorunudur. Bu sebeple tedavisinde de birden fazla yöntem birlikte uygulamaya konur. Ancak modern tıbbın eseri pek çok tedavi yönteminin uygulamaya konulmasından önce düzenli bir diyet programı ve en az % 10 oranında bir kilo kaybı gerekir. Metabolik sendromun sebeplerinin neredeyse hepsi vücutta gereksiz yağlanma ve aşırı kilo ile bağlantılıdır. Tabi ki bu kilo kaybı sadece sağlıklı ve yeterli beslenmeyle değil, vücut aktivitesini artırıp daha hareketli bir yaşama geçmeyle sağlanacaktır. Zira hareketsiz yaşam vücudun yağlanması ve kalp, damar hastalıklarının en önemli sebeplerindendir. Her gün düzenli olarak yürüyüş yapan, fazla ağır olmayan egzersiz programlarını uygulayan kişiler insülin direnci azalır, kan basıncı düzenlenir, vücuttaki yağ oranı düşer ve dolayısıyla kardiyovasküler rahatsızlıklar, metabolik sendrom da yavaş yavaş ortadan kalkar. Bu tedavide insülin direncini düşürmek, ortadan kaldırmak ve kilo kaybını sağlamaktır. Bununla birlikte diğer hastalıklar için de doktorun önerdiği dozlarda ilaç kullanımı gerekir. Zira metabolik sendrom tek bir hastalık değil, aksine birkaç hastalığın birleşimi olduğundan bir çeşit ilaç yeterli gelmeyecektir. Ancak altını çizmekte fayda vardır ki, hastalar daha sağlıklı beslenmeye, spor ve egzersiz yapmaya, kilo vermeye başladıkça ve sigarayı bıraktığı takdirde kısa süre içinde metabolik sendromun olumsuz etkilerinden kurtulacaktır.