işinin kanında glikoz miktarının artması dolayısıyla organların hasar görmesi bazı işlevlerini yerine getirememesine yol açan rahatsızlığa şeker hastalığı adı verilmektedir. Şeker hastalarının idrarında şeker bulunmakta, pankreas ya az insülin üretmekte ya da hiç insülin üretememektedir. Şöyle ki; enerji kaynağı olarak vücudun glikoza ihtiyacı vardır ve bu glikozu ekmekten, pirinçten, kahvaltılık gevrekten, makarna, patates, meyve, süt, yoğurt gibi besin maddelerinden almaktadır. Kanın içinde tüm vücudu dolaşan bu glikoz miktarının gereğinden çok az ya da fazla olması kişinin vücut dengesini ve dolayısıyla sağlığını bozmaktadır. Glikoz gereğinden fazla olduğunda bir bölümü kanla birlikte çıkmakta ve vücuda ihtiyaç duyduğu enerjiyi vermekte, geri kalanı ise karaciğerde depolanmaktadır. Kandaki glikoz değeri düşünce de karaciğerdeki glikozun bir bölümü kana ulaşmaktadır. İnsülin ise pankreas tarafından salgılanan bir hormondur ve vücuttaki glikozun kandan vücut hücrelerine ulaşabilmesini sağlar. Ancak pankreas insülin üretemezse, glikoz kanalları kapanır ve besinlerle alınan glikoz kanın içinde birikir. İşte bunun sonucunda kandaki şeker oranı yükselir, şeker hastalığına ve onun yol açtığı pek çok rahatsızlığa yol açar. Şeker hastalığı tedavisinde ise hastalığın ilerleme boyutu göz önünde bulundurularak; egzersiz, sağlıklı beslenme, doğru ilaç kullanımı ve ameliyat yöntemleri uygulanmaktadır. Özellikle şeker hastalığı ameliyatı (Ileal Interpozisyon) ile hastalığın yaklaşık % 90 oranında tedavi edilmesi mümkün olmaktadır. Şeker hastalığı ameliyatı pankreasın insülin hormonu ürettiği, ancak vücudun bu insülini kullanamadığı Tip2 diyabet vakalarında kullanılır. Öyle ki; şeker hastalığı ameliyatı olanlar hem kullandıkları ilaçları hem de insülini bırakabilmektedirler. Özellikle Tip2 Diyabette başarılı sonuçlar veren şeker hastalığı ameliyatı, ülkemiz dahil pek çok ülkede uygulanmaktadır.
Şeker Hastalığı Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Pankreasın yeterince ya da hiç insülin üretememesinden kaynaklanan şeker hastalığında ameliyatta, bağırsak sisteminde bir yer değiştirme işlemi yapılmaktadır. Şöyle ki; ince bağırsağın başlangıcı ile bitişinin yerleri değiştirildiğinde, GLP-1 hormonunun ince bağırsaktan salgılanma miktarı artar. GLP-1 de pankreasın insülin üretimini artırır ve bu sayede kandaki glikozun hücrelere yeterince ulaşabilmesi hedeflenir. Bununla birlikte bir miktar daha hormon değişikliği oluşturabilmek için midenin açlık hormonu salgılayan kenarı da kesilip alınır. Sonuç olarak Tip2 diyabeti artıran açlık hormonu düzeyi düşer ve hastanın kısa sürede acıkması engellenmiş olur. Midenin bir kenarının alınmasıyla hedeflenen kesinlikle mide hacmini küçültmek değil, açlık hissini azaltmaktır. Tüm bunlardan yola çıkılarak şeker hastalığı ameliyatının sadece şeker hastalığı ameliyatı değil, aynı zamanda ileri düzeyde bir sindirim sistemi ameliyatı olduğu söylenebilir.
Şeker Hastalığı Ameliyatında Neler Uygulanır?
1. Midenin sonrasında gelen 12 parmak bağırsağının ve ardındaki ince bağırsağın başlama kısmı by pass edildiğinde; yiyecekler mideden çıkınca bu bağırsaklara uğramadan ince bağırsaktan ilerlemeye devam etti. Bu sayede 12 parmak bağırsağının ve sonrasındaki ince bağırsağın başlangıç kısmında salgılanan kan şekerini yükseltici hormonlar önlendi. Doğal olarak gıdanın geçmediği alanlarda bu hormonlar çok daha az salgılanmaktadır.
2. Şeker hastalığı ameliyatında mide hacmi kısıtlanmakta ve bu sayede şeker hastalığında yaklaşık % 70 iyileşme gözlenmektedir.
3. Gıdalar mideden çıktıktan sonra çok fazla alanda dolaşmadıkları için çok da fazla emilime uğramadan ince bağırsağın son kısmına ulaşırlar. Bu sayede bu alandaki L hücrelerinden de GLP-1 hormonu fazlaca salgılanır.
GLP-1 hormonunun salgılanma seviyesinin artması hastaya ne kazandırır?
GLPP-1 arttığında; kan şekeri azalır, kan şekerine bağlı insülin salgısı artar ve böylelikle de kan şekeri hızlıca düşer. Bununla birlikte pankreastaki kan şekeri azalır, kontrol altına alınır, midenin boşalması yavaş yavaş gerçekleşir. Ayrıca hastanın açlık hissi azaldığından, hasta daha geç acıktığından kilo kontrolü sağlanır. Ameliyattan sonra hasta hem daha az hem de daha yavaş kilo alır.
Şeker Hastalığı Ameliyatı Kimlere Uygulanır?
Şeker hastalığı ameliyatı 18-65 yaş arasındaki Tip2 Diyabet hastalarına uygulanmaktadır. Şeker hastalığı ile mücadele eden kişi; doktorun önerileri doğrultusunda diyet, egzersiz yapıyor, ilaçları düzenli olarak kullanıyor, ancak tedavide olumlu yanıt alamıyorsa ameliyata başvurulur. Zira şeker hastalığının ilerleyen aşamaları diğer organların hasar görmesi ve hatta organların kaybedilmesi şeklinde olabilmektedir. Bunlara ek olarak hastanın vücut kitle indeksi 35 birimin üzerindeyse artık aşırı obez konumundadır ve şeker hastalığı ameliyatı klasik tedavilere rağmen şeker kontrolüde kötü ise mutlaka gereklidir . Ayrıca şeker hastalığı ameliyatı için hastanın genel sağlık durumunun anestezi almaya uygun olması ve en az iki yıl süredir şeker hastası olması gerekir.
Şeker hastalığı ameliyatı kimlere uygulanmaz?
Şeker hastalığında ameliyat seçeneği neredeyse en son başvurulan yöntemlerdendir. Şeker hastası doktorun önerdiği ilaç ve egzersiz programlarını uyguluyor, ilaç kullanarak kan şekeri seviyesini normal ya da normale yakın değerlere getiriyorsa şeker hastalığı ameliyatına gerek yoktur. Tip1 Diyabet hastalarına şeker hastalığı ameliyatı yapılmasına gerek duyulmaz.
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında neler yapılır?
Şeker hastalığı ameliyatı olan kişinin öncelikle bilmesi gereken husus; ameliyattan sonraki süreçte ir süre doktorun önerdiği diyeti uygulayacağı, ardından da diyet olmamakla birlikte daha kontrollü besleneceğidir. Ameliyat sonrasında ilk bir ay boyunca sulu gıdalarla beslenilir, bir ayın sonunda sebze yemeklerine, kıymalı yemeklere geçilir. Aradan 3-4 ay geçtikten sonra ise hastalar istedikleri tüm gıdaları tüketebilecek sağlığa kavuşmuş olurlar. Ancak yeniden rahatsızlanmamak adına beslenme düzenine dikkat etmekte fayda vardır. şeker hastalığı ameliyatı olan kişilerin asla akıllarından çıkarmamaları gereken konu sıvı tüketimidir. Bu hastalarda vücudun kesinlikle sıvı bakımından zengin olması ve bu sıvı ihtiyacının da özellikle su ile karşılanması gerekmektedir.
Şeker hastalığı ameliyatı hastaya neler kazandırır?
Şeker hastalığı kişinin karaciğer, böbrek ve gözlerinde hasara sebep olmakta ve şeker hastalığı ameliyatıyla birlikte bu sorunlar da önlenebilmektedir. Bununla birlikte hastanın açlık hissi büyük oranda baskılanır, kas ve yağ dokusundaki insülin direnci kırılır ve pankreasın insülin üretme kapasitesi artırılmış olur. Şeker hastalığı ameliyatı olan kişi, ameliyattan 3-4 ay gibi bir dönem sonrasında diyetsiz normal bir beslenme düzenine geçebilmektedir. Şeker hastalığı ameliyatı hastanın hasar görmek üzere ya da hasar görmüş organları ve metabolizması için tam bir geri dönüşüm sağlayabilmektedir. Şeker hastalığında; diyet, egzersiz, ilaç ve insülin kullanımı etkisini çok uzun vadede gösterirken, şeker hastalığı ameliyatının olumlu etkileri çok kısa sürede görülebilmektedir. Şeker hastalığı ameliyatı hastanın; kan şekeri seviyesi düzensizliklerini yoluna koyar, şekerin daha normal seviyelere ulaşmasını sağlar, yüksek tansiyon ve kolesterol gibi sorunlarının da tedavi olmasına yardımcı olur. Ayrıca şeker hastalarının neredeyse hepsinde görülen uyku apnesi ve horlama sorunları da şeker hastalığı ameliyatıyla birlikte tedavi edilmiş olur. Tüm bunlarla birlikte şeker hastalığı ameliyatı eğer doğru hastalara uygulanırsa % 78-98 arasında başarı sağlamaktadır.
Şeker hastalığı ameliyatı riskleri nelerdir?
Şeker hastalığı ameliyatı sonrasında pıhtılaşma ve kanama sorunları yaşanabileceği için vitamin kullanılması gerekmektedir. Ameliyat sırasında ya da sonrasında gelişebilecek enfeksiyon veya hastanın stres durumu kan şekerinin yükselmesine sebep olabilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki; şeker hastalığının hastalarda yol açtığı hasar ve komplikasyonlar şeker hastalığı ameliyatı ile karşılaşdırıldığında çok daha fazladır.