Obezite; bireyin vücudundaki yağ dokusunun kas dokusundan daha fazla olması, vücut kitle indeksi değerinin 30’un üzerinde olmasıdır. Obezite günümüzde çocuk, genç, yetişkin neredeyse tüm yaş gruplarında halkın yaklaşık üçte birinin muzdarip olduğu bir rahatsızlıktır. Genetik, fizyolojik, psikolojik pek çok nedene dayalı olarak, beslenme ve yaşam alışkanlıklarına bağlı ortaya çıkabilmekte ve çocukluktan, bebeklikten hatta anne karnından başlayabilmektedir. Bebeklik ve çocukluktaki obezite vakalarında beslenme alışkanlıkları ve günlük yaşam içindeki aktiviteler göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklar kendi beslenmelerinden kendileri sorumlu olmadıkları için çocukların beslenmesi ve obezite konularında öncelikle ebeveynlerin beslenme alışkanlıklarının araştırılması gerekmektedir. Bununla birlikte hastanın kan basıncı, cilt bulguları, ergenlik aşaması, zeka gelişimi, genel sağlık durumu da önem taşımaktadır. Obez çocuklarının genellikle anne ve babalarının da aşırı kilolu oldukları bilinen bir gerçektir. Öyle ki; ikisi de obez olan anne ve babaların çocuklarının obez olma ihtimalleri, ebeveynleri normal olanlara göre 2-3 kat daha fazladır. Bu bağlamda genetik faktörler, aileden kaynaklı sağlıksız, tek yönlü beslenme alışkanlıkları, yine aile bireylerini taklit edercesine hareketsiz yaşam sürme gibi hatalı aile tutumları çocuklarda obezitenin temel nedenleridir. Ancak unutulmamalıdır ki; çocuk obezitesinde hormonsal dengesizliklerin etkisi az, yeme davranışı bozukluklarının ise etkisi fazladır.
Obezite neden olur?
Çok ve sağlıksız yemek dolayısıyla meydana gelen obezite, beyindeki iştah merkezinin doğru çalışmaması sebebiyle ilgili bir durumdur. Bireylerin beyninde yer alan Kolesistokinin ve ürokortin kişinin gıda alım isteğini azaltır, NPY ise besin ihtiyacını ve dolayısıyla alımını artırır. İşte bazı kişilerde beynin pek çok yerine açlık ve besin alma isteğini artıran NPY bulunur ve bu kişiler obez olurlar. Obez çocuklarda, yetişkinlerde insülin salınımı yavaşladığı için kandaki glikoz değeri artar. Zira vücuttaki yağ hücrelerinin kütlesi arttıkça insülin ihtiyacı da artar. Bir kısır döngü şeklinde ilerleyen fazla kilo, obezite, kalp ve damar hastalıkları, karaciğer, bağırsak, mide sorunları ve neredeyse tüm organların hasar görmesi sarmalı aslında en temelde yeme içme bozukluğuna dayanmaktadır.
Ailenin sağlıklı beslenmeyi bilmemesi çocukta obeziteye sebep olabilir
Çocuklar gelişim aşamasında olduklarından onların sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmeleri çok önemlidir. Tek bir besin grubu ağırlıklı, yağlı, tuzlu, hazır gıdalarla beslenmek çocuğun hem sağlıklı vücut gelişimini engeller hem de obezite ve dolayısıyla pek çok iç hastalıklara da davetiye çıkarır. Günümüzde çocukların sağlıksız beslenmesi o kadar ileri boyutlara ulaştı ki; obez çocuklar da sıklıkla karaciğer yağlanması sorunu ile de karşılaşılmaya başlandı. Zira ebeveynler ve ailedeki diğer yetişkinlerin beslendikleri gıdalarla çocuklar beslenirse, çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini destekleyecek besinlere ağırlık verilmezse, çocuğun bedeni bir yetişkinin beslenmesini kaldıramaz ve rahatsızlıklar ortaya çıkar. Çağımızda sokağa çıkamayan, bilgisayar, tablet, televizyon dışında oyun bilmeyen çocuklar, yetişkinlerle aynı besinleri yemekte, ancak yetişkinler gibi işe gidip çalışıp efor sarf etmemektedir. Özellikle tüm gününü televizyon ya da bilgisayar başında geçiren çocuklar, yemeğe değil de oyuna, çizgi filme konsantre olduklarından ne yediklerini, ne kadar yediklerini ve doyup doymadıklarını da çoğu zaman anlayamamaktadırlar. Ebeveynlerin bu hatalı beslenme alışkanlıkları yüzünden çocuk kilo alır, kilo aldıkça hareketleri kısıtlanır, hareketler kısıtlandıkça da çocuk kilo almaya devam eder.
Kilolu ebeveynler çocuklarını obeziteden nasıl koruyabilir?
Obezitenin yaklaşık olarak % 20’lik dilimi genetik temellere dayanmaktadır. Bununla birlikte obez ebeveynlerin kendi beslenme düzenlerine göre çocuklarını besledikleri düşünüldüğünde bu oran yaklaşık % 90’lara çıkabilmektedir. Bu bakımdan kendileri obez ya da aşırı kilolu olan ebeveynlerin çocuklarına bebeklikten itibaren sağlıklı bir beslenme düzeni oturtulabilmesi için bir uzmandan yardım almalıdırlar. Bebeklikten itibaren her besin grubunda yeterince tüketen, yeme, içme saatleri düzenli olan, günlük belli bir hareket, aktivite rutini olan çocukların ebeveynleri obez olsalar da çocuk için tehlike oluşturmayabilir. Ancak bunun için ebeveynlerin bebeklikten, ergenlik sonuna kadar sıkı takibi, kontrolü ve ekstra özeni gerekmektedir. Ayrıca bebeklik döneminde ilk 6 ay sadece anne sütü, 6 aydan 2 yaşı dolduruncaya kadar da anne sütüne ek olarak verilen gıdaların sağlıklı ve besleyici olması çocukları obeziteden korumaktadır.
Çocuklarda obezite tedavisi nasıl yapılır?
1. Diyet: Obez ya da obezite sınırına yaklaşmış olan çocuklarda düşük kalorili ve dengeli bir diyet programı uygulanmaktadır. Bu dönemde çocuğun günlük normal kalori ihtiyacı % 30-40 oranlarında azaltılmaktadır. Çocuk obezlerde diyet uygulanırken; yaklaşık olarak % 25 yağ, % 55 karbonhidrat, % 20 protein içeren bir beslenme programı verilir. Çocuk ya da yetişkin olsun obezite tedavilerinde kişinin az az, sık sık yemesi esastır. Bu sebeple diyette belirlenen besinlerin de ortalama 6-7 öğüne bölünerek tüketilmesi gerekmektedir. Obezite diyetiyle haftada yarım kilo verilmesi amaçlanan çocuklar, 5 yaşın üzerinde olmalıdırlar. Bu diyetle tek amaç kilo vermek değildir. Aksine tam da gelişme çağında olan çocuğun boyunun uzaması, fiziksel ve zihinsel gelişiminin de göz ardı edilmemesi önemlidir. bu bağlamda ailenin de büyük desteği ve uzman diyetisyenin önerileri doğrultusunda egzersizle birlikte uygulayarak bu diyet ile çocuğun yaşamından obeziteyi çıkarmak mümkündür.
2. Egzersiz: Obezite; vücuttaki yağ dokusunun kas dokusundan daha fazla olmasından kaynaklanan bir hastalık olduğuna göre bu yağ dokusunu azaltmak için aktiviteleri artırmak gerekir. Bu bağlamda obezite tedavisi gören çocukların da haftada 3 gün 20’şer dakika koşmaları istenir. Zaten bu süreçte enerji alımı da azaldığı için hem az enerji alınır hem de koşu ile vücuttaki yağ deposu yakılmaya çalışılır. Obez çocukların sporu yaşamlarının bir parçası haline getirmeleri gerekmektedir. Bir süre spor yapıp kilo verince bırakmak, hastalığın yeniden nüksetmesine sebep olmaktadır. Bu bağlamda obez çocukların tedavisinde uygulanan spor ve egzersiz zamana yayılmalı, vücut alıştıkça süresi artırılmalı, hasta çocuk spordan bıktırılmamalıdır.
3. Psikolojik Destek: Obez çocuklar içine girdikleri topluluklarda kendilerinin diğer çocuklardan farklı olduğunu anlayıp içe dönük bir tutum sergileyebilirler. Grup içindeki diğer çocuklar onları topluluğa dahil etmek istemeyebilirler. Çocuk obezite tedavisine başlamış olsa bile tedavi uzun süreli ve çaba gerektiren bir tedavi olduğundan çocuğun istediği sonuca ulaşması için çok beklemesi gerekecektir. Bu süre içinde çocuğun duygusal anlamda yıpranmaması için hem anne ve babanın nasıl davranması gerektiği konusunda hem de çocuğa destek olmak amaçlı bir psikologdan yardım almak doğru olacaktır.
4. İlaç Tedavisi: Obezite tedavisi seçeneklerinden birisi olan ilaç tedavisi, çocuklarda yan etkilere, komplikasyonlara sebep olabileceği için uygulanmamaktadır.
5. Cerrahi Tedavi: Yetişkinlerde obezite sorununda diğer tedavi yaklaşımlarının fayda sağlamadığı vakalarda cerrahi operasyon uygulanmakta ve başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Ancak çocuklarda cerrahi müdahale yerine yeme, içme, etkinlik alışkanlıklarını değiştirme yoluna gidilir.
6. Obezitenin Yol Açtığı Diğer Hastalıklarla Mücadele Etme: Obezite, tüm organları olumsuz etkileyen bir tür metabolizma rahatsızlığıdır. Bu sebeple obezitenin yanında kandaki şeker dengesinin bozulması, kan yağlanmalarının artması, bacak ve kalça eklemlerinde ağrı, kalp ve solunum sistemi bozuklukları ve psikolojik sorunlar gelmektedir. Bu bakımdan öncelikle tüm bu rahatsızlıklara zemin hazırlayan obeziteden kurtulmak gerekir.