Hayat maalesef ki bir yap-boz oyunundan ibaret değildir. Çocukların yap-bozu yapıp, bozduklarındaki heyecan anları gibi maalesef ki hayat bozulamaz.. her daim hayatlarda terciklerin toplamı yaşanmaktadır. Yani tesadüfler silsilesinden bir noktada arınıyor ve tercihlerimizi koyuyoruz yaşam kesemize; o da bizi ‘oradan oraya savuruyor’ derler ya aynen öyle bir yerlere savuruyor.. Hayatımızın her anında farkında olmadan yapıyor bile olsak bir karar verme durumundayız aslında. Gideceğimiz yola karar verirken, giyeceğimiz kazağı seçerken en önemlisi yiyeceğimiz yemeği seçerken her an bir karar eşiğinde hareket ediyoruz. Ne kadar basit geliyor değil mi düşününce.. Altı üstü yemek yemek aman bir gece de geçiştirsem ne olur ki sanki demek kadar kolay bir şey yoktur. Kaçırılan nokta her verilen karar aslında bir şeylerden vazgeçiştir..
Bir gün boyunca tükettiğiniz sağlıksız bir yiyecek belki size o gün için zarar vermez fakat sonraları bu kararlar üst üste uygulandıkça tercihlere tercihler ise alışkanlığa dönüşür..
Başarılı karar verme yetisi olan insanlar hayat alışkanlıklarının tercihlerinden ibaret olduğunun farkında olan insanlardır. Pişman olduklarında neden- sonuç ilişkisi kurabilen insanlardır bu insanlar..
Kilo aldım evet ama neden?
Çok yedim..
Sağlıksız beslendim..
Tatlı bağımlılığı yaşamaya başladım..
Stresli olduğum her an yemeğe yönelmeye başladım..
Başarılı tercihler yapan insanlar hatalı davranışlarında bile yanlış davranışları ile yüzleşebilen kişilerdir. Unutulmamalıdır ki verilen kararlar sonunda en çok mutsuz olunan kararlar anlık olanlardır. Sonunu düşünmeden yediğiniz herhangi bir yiyeceğin uzun vadede çok ciddi pişmanlıklarını yaşayabileceğinizi aklınızdan çıkardığınız anda yanlış kararlar birbirini izleyecektir..
Hedeflerinizi iyi belirlemeniz gerekir, tabiî ki arada hedeften sapmalar yaşanacaktır bu sizin motivasyonunuzu bozmamalı. Önemli olan zaman kaybetmeden yanlış davranışınızın farkına varmanız ve bunun sebepleri ile yüzleşmenizdir. Mükemmel bir hayat, mükemmel seçilen yollar ve mükemmel sonuçlar her zaman yoktur. Ne kadar mükemmel olduğu da önemli değildir bir kararın. Önemli olan optimum düzeyde kişiye sağladığı verimlilik ve yaşamından bir şeyler götürmek yerine katıyor olmasıdır.
Depresif duygu durumu ile karar verilmemeli..
En çok mutsuzluğa sebep olan durumlardan bir tanesi de umutsuzluk, isteksizlik ve mutsuzluk anlarında verilen kararlardır..Kişi bu durumlarda hem kendisine hem de çevresine zarar verebilmektedir.
Karar vermeden önce aşağıdaki yazılanlara bir göz atmanızı tavsiye ederim..
1.Sorunu Tanımlama:
Neye karar vermeniz gerekiyor?
•Problemin dışına çıkın ve bütün açılardan bakın
•Aceleci olmayın kolay cevaplarla yetinmeyin.
•Sizi etkileyen sonuca değil, asıl soruna odaklanın. Örneğin “parasızlık mı çekiyorsunuz” yoksa “para harcama konusunda savurganlığınız” mı var?
Yardımcı olacak bir yöntem:
Çözüm bekleyen probleminizi tanımlamanız için o problemle ilgili adımlar:
1.Problem nedir?
2.Soruna şu anki bakışınız nedir?
3.Konu ya da sorunuzla ilgili size bilgi vereceğini düşündüğünüz 3 soru oluşturun
4.Sorunun merkezini hedefleyen en iyi soru hangisiydi?
Şimdi bu etkinliği bir probleminiz üzerinde deneyebilirsiniz.
2. Bilgi toplama:
Karar vermeden önce kendinizi konuyla ilgili uzman haline getirebilirsiniz.
Zamanı kullanmak:
Eğer acil karar vermeniz gerekmiyorsa zamanınızı bilgi toplamak için kullanabilirsiniz.
Bütün kaynakları harekete geçirmek:
Probleminizle ilgili bilgi toplarken bilgi alabileceğiniz bütün kaynakları harekete geçirin. Benzer durumları yaşamış kişilerle konuşun.
Tavsiye almak:
Bazen duruma dışardan bir bakış görmediğiniz pek çok ayrıntıyı görmenize yardımcı olabilir.
3. Alternatifler yaratmak:
Karşımıza çıkan sorun-ya da durum- karşısında ne kadar çok alternatif yaratırsak o kadar rahat karar verebiliriz. Ne kadar çok alternatif yaratırsanız o kadar çok ihtimali değerlendirirsiniz. Yeni ihtimaller oluştururken:
Açık olun:
Sadece mantıklı olsun gibi kendinizi limit koymayın aklınıza gelen her fikir değerlidir.
Yargılamayın:
Değerlendirme yapmadan bütün fikirler açık olun.
Fikirleri kayıt edin:
Daha sonra değerlendirmek üzere bu fikirleri yazın.
4.Alternatiflerden birini seçmek
Eğer “….” olursa ne olur?
Her alternatifin sonuçlarının ne olacağını düşünün.
Pratik olun:
Bulduğunuz çözümünün uygulanabilir olmasından emin olun. Yoksa çözümünüz sorundan daha mı pahalı?
Yaratıcı olun:
Belki de farklı fikirlerin kombinasyonu ile yeni sonuçlar yaratacaksınız.
Risk alma: En Kötü Senaryo
Önerdiğimiz yöntemde. Burada amaç size uygun risk düzeyini belirlemek. seçilecek kararda karşınıza çıkabilecek en kötü ihtimali düşünmek En kötü senaryoyu yazmak ve yazılan en kötü senaryoda kötü ihtimalleri tek tek düşünerek kaldırarak ben nereden itibaren bunları kabul edebilirim sorusunun cevabını bulmak risk alma düzeyinizi belirlemenizi sağlar.
Feda etme:
Burada karar verirken iki ihtimal arasında feda etmeniz gereken ihtimali seçmek zorunda kalırsınız. Bilmemiz gereken yaşamda “mükemmel seçim” diye bir şey olmadığı gibi, karmaşık kararların çoğunda mükemmel bir alternatif yoktur.
5.Kararınızı yaşantınıza uygulayın
Harekete geçin:
Sadece karar vermiş olmakla yetinmeyin. İyi bir karar uygulamaya konulmadığı sürece hiçbir şeydir.
Diğer insanları bilgilendirin:
aldığınız karardan etkilenecek kişileri ne şekilde etkilenecekleri konusunda bilgilendirin.
Planınızı takip edin:
Uygulamaya koyduğunuz planın nasıl işlediğini takip edin. Probleminize çözüm olabildi mi yoksa problem yeni bir forma mı dönüştü
Karar vermek çok kolaydır ancak bilgi ve beceriyi kapsayan doğru kararı vermek?
En kötü karar:
Karar vermenin hayatımızda bu kadar önemi olmasına rağmen kararsızlık sorunumuzu çözemiyoruz. Verdiğimiz karar geç kalıyor ya da oldukça yorucu bir süreç sonrası ortaya çıkıyor. Kararsızlık anında yaşadığımız belirsizlik, çözümü geciktirmek, seçimi bizim değil koşulların belirlemesine neden olur.
Başarıya giden yolda kendi kararlarınızı kendiniz verin..
Yaşam sorumluluğunuzu almadığınız sürece
asla doğru kararlar vermiş hissedemeyeceksiniz..
Uzm. Klinik Psikolog- Bariatrik Psikolog
Merve PEHLİVAN