SABIR
SABIR
SABIR
Zayıflama sürecinde kişinin en çok ihtiyacı olan duygu kendini kontrol altında tutabilmektir. İrade kelime anlamı olarak; **Bir şeyi yapmamaya karar verme gücü, istenç’tir. Bu dönemde kişi kararlı olmak zorundadır ve zorunda olmak kişiyi daha çok gerginlik altına sokmaktadır. İrade kişinin istediği hale ulaşabilmesi için elinden geleni yapacaktır. Fakat irade ne yaparsa yapsın bir de çevreden gelen uyaranlar vardır, kişiyi yolundan her an alıkoymaya hazır olarak beklemektedir bu uyaranlar. Eğer kişi bu uyaranlar ile savaşmayı öğrenirse tamamen kendisi kazanacaktır. Bu süreçte, savaşabilmek ve savaştan galip ayrılmak için de, zayıflama sürecine başlamadan önce kişi kendini psikolojik olarak hazırlamalıdır. Radikal kararlar denilen o bir gecelik karar ile ertesi gün diyetisyene başvuran kişinin savaşta yenilmesi çok olası bir durumdur. Bu konuda kişi davranışta bulunmadan önce mutlaka bir hazırlık sürecine girmelidir. Açlık hissi ile kısa süreli tanışmalı ve kendini çok küçük miktarlar ile olsa bile doyuracağına inanmalıdır. Diyetisyenin kapısından içeriye girildiği zaman uzman kişinin kendisinden istediği davranışları uygulayabilmek için hazırlıklı olmalıdır. Bu sayede kişi bu süreç içerisinde daha az yıpranacak, her şey çok daha rahat, basit ve kolay olacaktır.
Herkes sık sık diyete başlama düşünceleri ile bir pazartesi sabahına daha uyanmaktadır. Eğer ki karar verilen gün pazartesi değilse asla şimdi ve burada düşüncesi kullanılmamakta ve pazartesi günün gelmesi beklenilmektedir. Pazartesinin beklenilmediği durumlarda ise kişi tam olarak kendini diyete adapte edemez bir gün çok yerken diğer gün hiç yemez ve yine elde edilen sonuç maalesef sıfırdır. Bu durumda ise kişi artık tükenmişlik sendromu yaşamaktadır.
Bu tarz davranış geliştirmiş hastalarımızdan en çok duyduğumuz cümle;
‘Hiçbir şey yemiyorum diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum’dur…
Bu, zayıflama sürecine başlayacak kişinin ilk hatasıdır. Kişi henüz kendisini psikolojik olarak zayıflamaya hazırlamamış demektir ve başlayacağı bu süreçten büyük bir ihtimalle fazla yarar sağlayamayacaktır. Kararlı olan kişi bu sürece vakit geçirmeden hemen başlar.
Sağlıklı beslenmek için kişiyle görüştüğümüzde hemen pazarlık süreci başlar. Genelde bu pazarlıklar şu şekildedir;
- Ben asla çikolata yemeden duramam, her gün mutlaka çikolata yemeliyim.
- Yürüyüş yapacak vaktim hiç yok. Egzersiz yapamam.
- Sabahları kahvaltı yapacak vaktim olmuyor. Hemen evden çıkmam gerekiyor.
- Sabahları kalktığımda canım bir şey yemek istemiyor. Alışkın değilim.
- Ben alkol tüketiyorum ve bunu azaltamam. Her gün mutlaka alkol tüketirim.
- Ben günde 2-3 bardaktan fazla su içmiyorum, aklıma gelmiyor, bu yüzden içtiğim su miktarını artıramayabilirim.
- Bunlar sadece bazıları, çok farklı şeyler ile de karşılaşabiliyoruz. Eğer zayıflama sürecine başlamak istiyorsanız, hayatınızda bazı yanlışları düzeltmek istiyorsunuz demektir. Bunları sıkı bir pazarlığa girişerek düzeltemezsiniz. Kararlı olan kişi mazeret üretmemeli, elinden geleni yapmalıdır.
Takıntı haline gelen bir düşünceden kurtulmak çok oldukça zordur. Bu sebep ile kişi kilosunu takıntı haline getirmemelidir. Aynı zamanda takıntı haline getirilen düşünceler kişide psikolojik olarak baskı ve stres unsuru olarak görülmektedir.
Stres kilo vermenin en büyük düşmanıdır. Stres anında kişi hiçbir besin tüketmese bile kilosunda herhangi bir değişim yaşayamamaktadır.
Bu süreçte sizin en büyük destekçi arkadaşınız İNANCINIZ olmalıdır.
Mutlaka kilo vereceğinize inanın, bunu sürekli düşünmekten, sürekli aynanın önüne geçip fazlalıklarınıza bakmaktan ve her gün tartılmaktan vazgeçin.
Son olarak, bu süreci yaşamak istemek tamamen kişinin hür iradesi ile aldığı bir karar olmalıdır. Başkasını mutlu etmek için, başkasına kendini beğendirmek için kesinlikle bu sürece başlanmamalıdır.
Unutmayın ki her şey sadece SİZ istediğiniz sürece mümkündür.
Siz ancak siz isterseniz siz olabilirsiniz..
Uzm. Klinik Psikolog- Bariatrik Psikolog
Merve PEHLİVAN