Obezite genellikle yanlış ve aşırı beslenme sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Dünya genelinde obeziteyi etkileyen en önemli nedenler;
- Yaş ( İlerleyen yaşlarda obezite görülme sıklığı artar.)
- Cinsiyet ( Kadınlarda obezite görülme sıklığı daha fazladır.)
- Sosyo- kültürel etmenler
- Eğitim düzeyi ve gelir durumu ( Gelişmiş ülkelerde ve gelir düzeyi yüksek bireylerde obezite görülme sıklığı yüksektir.)
- Medeni durum ( Evlilik sonrası dönemde obezite görülme sıklığı artar.)
- Hormonal ve metabolik etmenler
- Genetik etmenler
- Hareket yetersizliği
- Aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları
- Sık aralıklarla çok düşük enerjili diyetler uygulama
- Sigara kulanım durumu
- Alkol tüketim durumu
- Kullanılan bazı ilaçlar
Vücut kilomuz hormonlar ve sinir sisteminizin de kontrolündedir. İştah merkezimiz beyinde hipotalamus denilen bölgededir. Çeşitli iştah açıcı faktörler burayı etkileyerek fazla yememize yol açar. Örneğin leptin vücut ağırlığının uzun süreli kontrolünü düzenleyen bir hormondur. En önemli işlevi, vücut yağ dokusunun artmasına bağlı olarak kandaki düzeyinin yükselmesi sonucu besin alımını azaltarak kilo kontrolünü sağlanması olarak bilinmektedir. Vücut yağının artması, serum leptin derişimini arttırarak iştahı azaltmakta ve enerji harcamasını artırmaktadır. Vücut yağ deposu azaldığında da serum leptin düzeyinde düşüş olmakta, besin alımı arttırılmakta ve enerji kullanımında düşüş olmaktadır. Leptin düzeyindeki düşüklük, canlıyı pozitif enerji dengesine yönlendirmektedir. Leptinin bulunmaması durumunda besin tüketimi engellenememekte, enerji harcaması azaltılmakta ve böylece obezite oluşmaktadır. Leptinden sonra, şişmanlıkla ilgisi olduğu belirtilen orexin ve ghrelin hormonlarıyla ilgili çalışmalara da rastlanmaktadır. Ghrelin ise vücuttaki yağ oksidasyonunu azalttığı ve besin alımını, sonuçta da vücuttaki yağlanmayı arttırdığı gösterilmiştir. Kan ghrelin düzeylerinin obez bireylerde daha düşük olduğu görülmüştür.
Genetik etki %40 -70 e kadar çıkabilir. Örneğin evlat edinilmiş çocuklar kilo açısından biyolojik anne babalarına benzerler. Yani evlatlık edinen ebeveynlere benzemezler. İkizlerde de aynı ilişki vardır. Biri kilolu ise diğeri de kiloludur. Burada genetik şifremizde olan genler rol oynamaktadır. Örneğin iştahı kontrol eden 5 gen mevcuttur. Bu genlerdeki değişim yani mutasyon obeziteye yol açar.
Günlük harcadığımız enerjinin %70 i bazal metabolizma dediğimiz organlarımızın normal çalışması sırasında gerekli olan enerjidir. Geri kalan egzersizle aldığımız enerjinin %10 unu kadar bir enerji harcarız. Obezite ‘nin gelişmesine zemin hazırlayan önemli nedenlerden biri de fiziksel aktivite yetersizliğidir. Fiziksel aktivite şişmanlığın önelnmesinde olduğu kadar, özellikle de zayıflamada yağsız vücut kitlesinin korunarak, yağ kitlesinin kaybını arttırmaktadır.
Diyetisyen Hüsniye Rakipoğlu Odabaş