Tepkisel Aşırı (Tıkınırcasına) Yeme Bozukluğu
Değişen yaşam koşulları sebebi ile ülkemizde ve dünyada hızla artmaktadır. Anoreksiya ve Bulimianın görülme prevelansı kadınlarda fazlayken tepkisel yeme bozukluğunun erkeklerde daha fazla olduğu görülmektedir.
Bir bireyin tepkisel yeme bozukluğu tansı alabilmesi için haftada en az 2 gün 6 ay süre ile kendini durduramayacak seviyede yemek yemesi gerekmektedir. Birey açlık hissetmediği halde normal şartlarda midesinin alamayacağı kadar (atak halinde) besini yaklaşık 10 dakika içerisinde (midesi rahatsız oluncaya kadar) tüketme davranışı göstermektedir. Bu ataklar akşama doğru ya da gece olmaktadır. Bir kez başladığında birey kendisini yemekten alıkoyamamaktadır aynı zamanda kontrolünü kaybettiğini hissetmektedir. Geçen süre içerisinde aşırı şekilde sıkıntı duyma ,kendinden ” tiksinme ” hissedilmektedir ve bu davranışı değiştirme konusunda birey çaresizliğe kapılmaktadır.
Tepkisel Aşırı Yeme Bozukluğu teşhisi koyulan bireyler, Bulimiadan farklı olarak yemekten sonra yediklerini çıkartmaya yönelik herhangi bir (kusma, müshil kullanımı, kendini aç bırakma) yöntem kullanmamaktadır. Çoğu zaman duyguları bastırmak için yemek kullanmaktadır. Bu yöntem bireyler için bir tür uyuşturucu gibidir ve duygusal anestezi sağlamaktadır. Günlük hayatın getirdiği stresle baş etmek, ilişki problemlerini çözmeyi ertelemek ve içindeki boşluğu doldurmak için bireyin en kolay ulaştığı araçtır.
Tepkisel Aşırı Yeme Bozukluğu Belirtileri
- Kilo alma
- Yeme sırasında kontrolü kaybetme
- Öz güven eksikliği
- Depresyon
- Kaygı, Huzursuzluk ve Panik
- Kiloda hızlı değişimler
- Cinsel isteksizlik
- Yemek saklama, gizli yeme
- Yemek yedikten sonra suçluluk duyma, kendinden utanma
- Birçok farklı diyet deneyip bırakma
- Hayatın, kilo verildiği zaman daha iyi olacağına inanma
- Yemek bulunacak sosyal durumlardan kaçınma
- İntihar düşüncesi
Tepkisel Aşırı Yeme Bozukluğunun Sağlık Riskleri
- Aşırı Şişmanlık (Obezite)
- Adet düzensizliği
- Diabet
- Yüksek kan basıncı
- Yüksek kolesterol
- Eklem şikâyetleri
- Hareketin kısıtlanması
- Nefes nefese kalma, nefes darlığı
- Kalp ve dolaşım bozukluğu hastalıkları
- Karaciğer ve böbrek sorunları
- Kalp krizi ve ölüm
Tepkisel Aşırı Yeme Bozukluğu Tedavisi
Tedavi zor ve meşakkatli bir süreçtir. En önemli güçlük , hastaların bu problemlerinden çekinmeleri ve doktora bile söylememeleridir. Bu bozukluğa sahip bireylerin çoğunluğunun kendi ailesi ve yakınları bile bu soruna sahip olduğunu bilmemektedir. Her hastanın tedavisi kendine özgüdür. Tedavilerin genel prensipleri ve ortak noktaları vardır. Temel nokta, hastanın gereksinimlerini kendine özel uyarlanmış bir program ile karşılayabilmektir. Birincil amaç , bireyin durduramadığı aşırı yemek yeme isteğinin ve obezitesinin kontrolünü sağlamaktır
Psikoterapi Kognitif Davranışsal-Bilişsel Psikoterapi
Bireyin yeme ataklarını tetikleyen okb ve kendisi ile alakalı olumsuz algısının düzeltilebilmesi amacı ile davranışçı terapi yöntemi kullanılmaktadır. Terapi esnasında yapılan çalışmanın hedefi, bireyin yemeğe olan bakış açısını ve bağlılığının sebebini ortaya çıkarmaktır. Bu çalıma sonucunda, problem net olarak açığa çıktığında iyileşme sağlanabilmesi için psikolojik egzersizler ( ev ödevleri, duyarsızlaştırma tekniği) uygulanmaktadır. Sağlıklı beslenme, sağlıklı kilo verme,tonik ve rahatlama gibi egzersizler bu tedavilerin bir parçasını oluşturmaktadır.
Grup Psikoterapisi
Kişilerarası psikoterapi yöntemleri kişilerin sosyalizasyon sorunlarını çözmeyi amaçlamaktadır. Bu tedavinin başarısı ve kalıcılığı için önemlidir. Çünkü hastalar hastalıklarını ailelerinden ve yakın çevrelerinden saklamaktadır. Sorunlarını paylaşmaktan çekinmektedir. Kognitif davranışsal psikoterapi sayesinde problemi ile yüzleştirilen hasta, kişilerarası terapi ile de bunu yenmesinde kendisine destek olacak kişileri belirlemekte ve arttırmaktadır. Bazen yakınları veya aile bireylerini de bu terapi seanslarına dahil etmek faydalı olabilmektedir.
Diyalektik Psikoterapi
Diyalektik psikoterapi, kognitif davranışsal bilişsel psikoterapi ve grup psikoterapisini tekniklerinin çeşitli şekillerde beraber uygulanması ile hastaların uzun dönem kazanımlarını yükseltmeyi amaçlamaktadır. Diyalektik psikoterapide bire bir hasta görüşmeleri uygulanır. Hastanın belli günlerde grup terapilerine katılmaları gerçekleştirilmektedir.
Metabolik Kontrol ve Tedavi
Psikoterapi sürerken, kişilerin obezite yüzünden oluşan birçok metabolik problemleri ayrıntılı bir şekilde incelenir ve bu hastalıkların, problemlerin tedavisi için çalışılır.
‘Düşünmek ve söylemek kolay, fakat yaşamak, hele başarı ile sonuçlandırmak çok zordur.’ Hayattaki her sonucun sizlere başarı ile dönemesi dilekleriyle..
Uzm. Klinik Psikolog – Bariatric Psikolog
Merve PEHLİVAN